Bundan milyonlarca yıl önce Kaş ilçesinin kuzeyindeki Gedife Tepesinin yamaçlarındaki köylülerin “Koca İn” dedikleri mağarada "Pani" adında genç bir Dev yaşarmış. Bu dev o zamanlar henüz Kaş Körfezi oluşmadığından güney yöndeki Meis Tepesi eteklerinde yaşayan "Nani" isimli genç ve güzel bir dişi dev’e aşık olmuş .
Her sabah Güneş doğduğunda delikanlı Pani Meis dağlarını aydınlatan güneş ışığında sevgilisi Nani'yi görürmüş. Genç ve güzel dev kızı güneşi görünce sabah gerinme hareketlerini yapar, Gedife Tepesindeki sevgilisine öpücükler gönderirmiş. Akşam üzeri Güneş Kaş yamaçlarına vurduğunda ise genç delikanlı Pani artistik hareketler yaparak Meis Tepelerindeki sevgilisine öpücükler gönderirmiş.
İki sevgilinin aşkı aylarca sürüp gitmiş. Sonra iki genç dev Kaş düzlüklerinde buluşmuşlar. Öpüşüp koklaşıp kırlarda koşuşturmuşlar. Pani ve Nani evlenmeye karar vermişler. Delikanlının ailesi Meis Tepesinde yaşayan genç dişi devin ailesine kız istemeye gitmişler. Ama dev kız evi "Biz sahilde yaşayan, ticaretle uğraşan asil bir aileyiz. Biz dağlı bir aileye kız vermeyiz" demişler. Nuh demişler başka bir şey dememişler. İki genç dev çok üzülmüşler ama yeni bir yol aramışlar. Sonunda her şeyi göze alarak kaçmaya karar vermişler.
Meis Tepesinde yaşayan kız Ailesi iki gün sonra Mısır tarafına gitmeye karar vermişler. Hazırlıklar yapılmış, geminin gelmesi bekleniyormuş. Bu durumu fırsat bilen genç devler gemi geldiği gece Kaş düzlüklerinde buluşup oradan Ege bölgesine kaçmaya karar vermişler. O zaman Kaş ve Meis arasında deniz yokmuş, düzlük ve tepelik alanlar varmış. Meis bölgesinin güneyinde ise derin bir deniz varmış.
İki genç devin kaçacağı gece Dünyada çok büyük bir deprem olmuş. Kaş ile Meis arası çökmüş, buralara deniz suyu dolmuş ve Meis ve diğer adalar Toros dağlarından suyla ayrılmışlar. O sırada Dünyadaki son coğrafi oluşumlar olmuş. Bu büyük depremde Kaş yamaçlarındaki mağarasında yaşayan delikanlı dev büyük depremin etkisiyle, morali bozulmuş, evliliklerinin de gerçekleşmiyeceğine şanssızlığına üzülerek üzüntünden baldıran zehiri içerek Koca İn isimli mağarada intihar ederek hayatına son vermiş. Depremin arkasından ve çevredeki coğrafi oluşumlar tamamlanınca, Meis Tepesinde yaşayan genç dişi dev akşam güneşinde baktığında ve sevgilisini göremeyince çok üzülmüş. O bölgedeki dağlarda da büyük değişiklik olduğunu görünce Gedife dağlarındaki sevgilisinin öldüğüne inanmaya başlıyor. Ertesi gün olup da akşam güneşinde yine sevgilini göremeyince artık onun öldüğüne kesin inanıyor. O üzüntü ile genç dişi dev Devler Tanrısına yalvarıyor.
-Tanrım beni bulunduğum yerde taş et ki Dünya durdukça sevgilimin uyuduğu mağarayı göreyim "demiş. Devler Tanrısı bu candan dua eden dev kızının duasını kabul etmiş ve onu bir taşlık tepe haline dönüştürmüş. O tarihten, bin yıllardan beri bugünkü Meis Adasındaki "Uyuyan Güzel" isimli tepe ile Kaş yamaçlarındaki "Uyuyan Dev" isimli mağara büyük bir aşkla birbirlerine bakmaktadırlar.