Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ قَالُوا إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ

“Kendilerine küfür, günah işlemek ve insanları Resûlullah’a, Kur’an-ı Kerim’e imandan alıkoyarak ve Mü’minleri aldatıp onlara eziyet etmek suretiyle yeryüzünde fitne-fesat çıkarmayın, bozgunculuk yapmayın, denildiği zaman, bunu reddederler, tam aksine kendilerinin âlemi düzeltici olduklarını iddia ederek: Biz ancak, sadece ıslah edici, iyi niyetli barış ve esenliği getirici kimseleriz, derler.”

Görülüyor ki, fitne-fesat ve ıslah kavramlarının değiştiği toplumlarda, nice bozguncu işler, ıslahat adına yapılmaktadır. Tıpkı FETÖ Terör Örgütü gibi.

أَلَا إِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلَكِنْ لَا يَشْعُرُونَ

“Ey Mü’minler! Dikkat edin! Sakın aldanmayın! Gerçekte onlar sözlerinin aksine fitne-fesatçıların, ortalığı karıştıranların ta kendileridirler. Onlardan iyilik asla ümid edilmez. Fakat kalblerindeki, nifak hastalığı neticesi olarak fesatlarının farkında, bilincinde olmazlar.”

Esma binti Umeys eI-Has’amiyye (R.Anha) şöyle demiştir: Resûlullah (S.A.V.) Efendimizden işittim şöyle buyuruyordu:

بئس العبد عبد تخيل واختال ونسي الكبير المتعال، بئس العبد عبد تَجَبَّرَ واعتدى ونسي الجبار الأعلى، بئس العبد عبد سها ولَهَى ونسي المقابر والبِلَى، بئس العبد عبد عتا وطغى ونسي المبتدَا والمنتهى، بئس العبد عبد يَخْتِل الدنيا بالدين بئس العبد عبد يختل الدين بالشبهات بئس العبد عبد طَمَعٌ يقوده بئس العبد عبد هَوًى يضله بئس العبد عبد رَغَبٌ يذله

“Hayal kurup üstünlük taslayan ve yüce Allah’ı unutan insan ne bedbahttır, ne kötüdür. Zorba¬lık edip haklara tecavüz eden ve yüce kudret ve kuvvet sahibini unutan insan ne bedbahttır, ne kötüdür! Gaflete dalarak gülüp oynayan ve kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan insan ne bedbahttır, ne kötüdür! Azıp, taşkınlık gösteren doğum, ölüm ve ölümden sonrayı unutan insan ne bedbahttır, ne kötüdür! Dini dünyaya alet eden insan ne bedbahttır, ne kötüdür. Dine şüpheler karıştıran insan ne bedbahttır, ne kötüdür! Hırs ve tamah tarafından kumanda edilen insan ne bedbahttır, ne kötüdür! Arzu ve isteklerinin kendisini saptırdığı insan ne bedbahtır, ne kötüdür! Açgözlülüğün hor ve zelil ettiği insan ne bedbaht, ne kötü insandır!”

Önümüzdeki Pazartesi günü Yüce Rabbimizin yardımı, devletimizin dirayeti, milletimizin cesaretiyle küresel şer odaklarına ve onların taşeronluğunu yapan FETÖ’ye karşı elde ettiğimiz destansı zaferimizin sekizinci yıl dönümü. Bizler, tarihin her döneminde olduğu gibi 15 Temmuz gecesinde de kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla bir kez daha omuz omuza verdik. Minarelerden yankılanan salâlar eşliğinde; birlik, beraberlik ve dayanışma ruhuyla hep birlikte meydanlara akın ettik. İstiklâl Şairimizin:

“Âsım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek”

mısralarında ifade ettiği gibi vatanımız ve milletimiz üzerinde oynanmak istenen kirli oyunları hep birlikte boşa çıkardık. 15 Temmuz, aziz milletimizin hiç kimsenin boyunduruğu altına girmeyeceğinin, zalimin karşısında asla eğilmeyeceğinin son örneğidir. 15 Temmuz, azmin ve cesaretin zillete ve korkaklığa galebe çaldığı şanlı bir direniştir.

15 Temmuz ihanetini gerçekleştiren FETÖ, inancımızı, ibadetlerimizi, milli ve manevi değerlerimizi istismar etmiş, istiklâlimizi ve istikbalimizi hedef almıştır. Sûret-i haktan görünerek vatanımızın bölünmez bütünlüğüne, devletimizin bekasına, milletimizin canına kastetmiştir. Yüce dinimiz İslam’ın en temel kavramlarını kendi çıkarları için kullanmıştır. Gençlerimizi ailelerinden koparmak; kalplerinden vatan sevgisini, millet olma şuurunu, ümmet olma bilincini söküp atmak için her türlü hile ve tuzağa başvurmuştur.

Önümüzdeki Salı ise 10 Muharrem Âşûrâ günü. Aşûre günüyle beraber ya ondan bir gün evvel ya da ondan bir gün sonra yani Muharrem’in 9 ve 10 veya 10 ve 11 (Pazartesi-Salı veya Salı-Çarşamba) olmak üzere iki gün oruç tutulur ki sünnettir.   Büyük mükâfatı vardır.

Ebû Katade (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:

صيام يوم عاشوراء إني احتسب على الله أن يكفر السنة التي قبله

“Aşûre günü orucunun, önceki yılın günahlarına keffaret ola-cağını ALLAH Teâlâ’nın rahmetinden umarım.”   buyurmuşlardır.

Âşûrâ, aynı zamanda Abdullah b. Ömer (R.A.)den rivayete göre Rahmet Peygamberi Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin:

“ هما ريحانتاي من الدنيا = Bu iki torunum, benim dünyâdan öpüp kokladığım iki çiçeğim, reyhânımdır.”  Buyurarak bağrına bastığı, Ebû Seîdil-Hudrî (R.A.)den rivayete göre de:

الحسن و الحسين سيدا شباب أهل الجنة

“Hasan ve Hüseyin: Cennet gençlerinin efendileridir.”  olarak övdüğü torunu Hz. Hüseyin (R.A.) Efendimizin ve çoğu ehl-i beyt-i Mustafa’dan olan yetmişten fazla Müslümanın Kerbelâ’da şehit edildiği gündür. Üzerinden asırlar geçse de bu elim hadisenin acısı hâlâ taptazedir ve hâlâ yüreğimizdedir. Hz. Ali (R.A.) ve Hz. Fâtıma (R.Anha)nın ciğerparesine bu zulmü reva görenler ise ümmet-i Muhammed’in mâşerî vicdanında mahkûm olmuştur ve olmaya da devam edecektir.

Cennet vatanımızda gözü olanlar, aramıza nifak tohumu ekerek muhabbetimizi ve kardeşliğimizi bozmak isteyenler dün olduğu gibi bugün de hain emellerinden vazgeçmiş değildir. O halde, bu hain tuzaklara bir daha düşmemek için sahih dini bilgiyi, ehil ve güvenilir kişilerden öğrenmeye gayret gösterelim. Göz nuru çocuklarımızı ve geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi Kur’an ve sünnet ışığında sağlıklı, dengeli ve şeffaf bir din eğitimiyle buluşturalım. Fitne ve fesadı körüklemek isteyenlere, ümmet coğrafyamızda yeni Kerbelâlar yaşanmasını arzulayanlara karşı uyanık olalım. Birlik ve beraberliğimizden asla ödün vermeyelim. Milletimizin mayası olan ve dini hayatımızı ayakta tutan Anadolu irfanına sahip çıkalım.

Bu vesileyle başta Hz. Hüseyin (R.A.) Efendimiz ve ehl-i beyt-i Mustafa olmak üzere, Bedir’den Malazgirt’e, Çanakkale’den Milli Mücadele’ye, 15 Temmuz’dan günümüze din, vatan ve mukaddesat uğruna şehadet şerbetini içen aziz şehitlerimizi, ahirete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum. Hayatta olan bütün gazilerimize ise sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum. Yüce r ve beraberliğimize, huzur ve güvenimize kastedenlere fırsat vermesin. Güvenlik güçlerimizi hak ve hakikat mücadelesinde her zaman muzaffer eylesin. Âminnn.