SİZ HALA” ya mı YOKSA DAYI’ya mı çekmişsiniz ?
Yapay Zekâ’nın cevabı: Eski insanların gözlemleri genetik bilimiyle kısmen açıklanabilir, ancak “kız halaya, oğlan dayıya çeker” sözü genetik açıdan tam olarak doğru bir ifade değildir. Genetik bilimi bu durumu şöyle açıklar:
1-) Genetik Kalıtım: İnsanlarda genetik özellikler, anne ve babadan eşit oranlarda (her birinden %50) kalıtılır. Ancak hangi genlerin aktif olacağı (baskın veya çekinik genler) ve hangi genetik özelliklerin fenotipe (dış görünüş ve özellikler) yansıyacağı, oldukça karmaşık bir süreçtir.
2-) Akrabalık ve Gen Paylaşımı: Halalar, dayılar ve diğer yakın akrabalarla genetik benzerlikler bulunur, çünkü onlar da aynı gen havuzundan gelen bireylerdir. Örneğin, bir birey halası veya dayısıyla genlerinin yaklaşık %25’ini paylaşır.
3-) Kültürel Gözlem: “Kız halaya, oğlan dayıya çeker” ifadesi, bazı belirgin özelliklerin (örneğin göz rengi, yüz yapısı, saç tipi) haladan veya dayıdan geliyormuş gibi görünmesine dayanabilir. Bu tür genetik özellikler, çevre ve rastlantısal genetik dağılımın bir sonucu olabilir.
4-) Cinsiyet ve Genetik Faktörler: Y kromozomu sadece erkekler aracılığıyla aktarılır ve bu, baba tarafındaki erkeklerden gelen özelliklerin oğullarda daha belirgin olmasını sağlayabilir. X kromozomu ise anneden gelir ve kız çocuklarına daha fazla genetik katkıda bulunabilir. Ancak bu, “halaya” veya “dayıya” çekme mantığını doğrudan desteklemez.
Sonuç olarak, bu tür atasözleri genetik biliminin karmaşıklığını tam olarak açıklayamaz. Ancak eski insanlar, gözlemlerine dayanarak genetik mirasın aile içindeki yansımalarını ifade etmişlerdir. Genetik, bu gözlemleri daha doğru anlamamıza yardımcı olur.
ADAM
Adam adamdır olmasa da parası pulu, eşek eşektir olmasa çulu.
Toplumda öyle insanlar vardır ki adam gibi adamdır. Dürüsttür, iyilikseverdir, haram lokma yemez, insanların arasını bozmaz, dedikodu yapmaz. Bazen bunların okuması yazması bile yoktur, geçineceği kadar malı vardır ama halinden şikayet etmez. Artık günümüzde “adam gibi adamlar “ hiç kalmadı.
Eşeklere ihtiyaç olmadığından köylerde, kırsal kesimde eşek de kalmadı.
BİLİM ADAMLARI
Bilim adamları yaşlılıkta en sağlıklı işin çocukluk ve gençlik arkadaşlarıyla buluşmak ve sohbet etmek olduğunu ifade etmektedirler.
İnsanın tüm hayatı yaşadığı çocukluğuna bağlıdır. Aynı coğrafyada, aynı kültürü ve sıkıntıları yaşamış kişilerin sohbetleri insanların ruhunu besler, kişilere mutluluk verir. Bu gün ben de benim çocukluk döneminin tanınmış terzilerinden Kalkan’lı Mustafa Baynur’un Antalya 100. Yıl Caddesi yakınlarında bir etnoğrafya müzesine benzeyen dükkanında, 1963/66 yılı Kaş Ortaokulu arkadaşlarımdan Abdurahman Akçay, M. Mehmet Şeref OK ve Şevket Demirci, Demre’li eski dostumuz Abdurahman Yüksel ile bir araya gelme ve sohbet etme imkanı buldum.
Yıllar sonra biraya gelen arkadaşlarla hoşça bir zaman geçirdik.
YONCA
Yonca bazı hayvanlar için çok önemli ve besleyici bir bitkidir. Genelde yonca otları 4 yapraklı olur ama 3 yapraklı yoncayı bulanlar şanslı sayılır.
Papatya çiçekleriyle “ gençlik aşkları için “ “ seviyor, sevmiyor “ diye aşk falına bakarız. Atalarımız; ölme eşeğim ölme yaz gelecek, yonca bitecek “ diye olmayacak işler ile dalga geçerler.
Günümüz hayatı o kadar karışık ve zor ki, 3 yapraklı yonca ile şans bulunmaz, papatya ile aşk falına bakılmaz. Çünkü günümüzde o kadar saf duygularla başlayan aşklar da kalmadı.