Türkler Tatilde  Neden Yunan  Adalarına Gidiyor ?

Bazı soruların cevabı bu yazıda açıklanmış.

   Bu yazın turizm açısından en çok konuşulan konusu Türklerin birçoğunun tatil için Yunanistan’ı tercih etmeleri oldu. Yunanistan hükümetinin adalar için vize işlemlerini kolaylaştırması da bunu daha kolay hale getirdi. Bunun altında yatan neden, sadece fiyatlar, maliyet değil. Eğer önem sırasına göre sıralarsak gerçek nedenler şunlar:

   1-) Yunanistan planlı ve programlı bir ülke. Bir turizm master planları var ve ona uyuyorlar. Her yörenin daha önceden belirlenmiş bir turizm kapasitesi var. Bu kapasitenin üzerinde tesis yapmak isteseniz bile yapamıyorsunuz. Böylece o yörenin karakterini bozamıyor, yeşilini yok edemiyor, alt yapısını ( yollar, enerji, internet, su vb. ) zorlamıyorsunuz. Sınırlı sayıda tesis için de kalifiye çalışan bulma şansınız artıyor. Daha kaliteli ve daha ekonomik hizmet verebiliyorsunuz.

   2-) Yunanlılar misafirperver bir millet. Yüzleri gülüyor hizmet ederken. Çalışkanlar. Daha az sayıda çalışan ile daha iyi hizmet vermeyi başarıyorlar. Müşteriye, konuğa hürmetliler, bunu hissediyorsunuz.

   3-) Yunanistan, bunca ekonomik sarsıntıya rağmen kendini toparladı. Enflasyon düşük. Anormal fiyat artışları yok. Kazık yeme şansınız düşük. Ticarette ahlâk var. Zaten nüfusları da artmıyor, yasa dışı göçmenlere de kuş uçurtmuyorlar. Porsiyonlar büyük, malzemeler kaliteli, tatlar güzel. Alışageldiğimiz bir mutfak. İçkilerde bizdeki gibi anormal vergiler yok. Yöresel üretim de teşvik ediliyor.

   4-) Belki sadece bilinçaltında hissettiğimiz ama düşünmediğimiz bir nokta daha var. Bizler 1960’ların 1970’lerin Bodrum’unu ve Marmaris’ini yaşamış insanlar olarak o her sahilinden girilen temiz denizleri, o basit yaşamı, otantik tesisleri, sükuneti özledik. Belki Yunanistan’da bunları da buluyoruz.

Kendini bilmez bazıları, Yunanistan’a gitmenin Yunanlının ekmeğine yağ sürmek, silahlanmasına parasal destek olmak gibi sonuçları olabileceğini yazıyor. Biz kendi ülkemizde turist istemiyor muyuz? Gelen turistlerin getirdiği para burada sadece ülke faydasına mı kullanılıyor? Yoksa müsrifliklere, bağnaz tarikatları beslemeye, zenginleri daha zengin etmeye yaramıyor mu?

Bunlar boş tartışmalar. Komşumuz Yunanistan ile barış ve işbirliği içinde olursak, bu her iki ülke halkının da yararına. Düşmanlıkların, kinlerin kimseye bir faydası yok. Zaten her iki ülkede de bu düşmanlığı körükleyen nüfuslarının taş çatlasın %10’u. Ama çok cazgır oldukları için sesleri çok çıkıyor.

ANTALYA'NlN DERELERİ KURUYOR

   Meşhur türkümüzdeki gibi ORDU’nun dereleri nasıl akıyor bilmiyorum ama ANTALYA’nın dereleri kuruyor.

   Antalya Arapsuyu bölgesinde bulunan dereler, küresel ısınma; yaşanan kuraklık, yapılan büyük inşaatların temel kazıları ve havaların aşırı sıcak geçmesi nedeniyle nedeniyle kuruma safhasına geldi.

Derelerin kaynaklarına büyük inşaatlar yapılması devam ettiği sürece ilerideki yıllarda  birkaç su kuşunun yaşadığın“ küçük derecikler “ yok olacak, geçmişteki siyah beyaz fotoğraflarda kalacaktır.

YENİ DOLANDIRICILIK  YÖNTEMİ.

   Yemeksepeti'nden sipariş vermişsiniz kapıdayım" diyorlar.

Siz ; "hayır sipariş vermedim" dediğinizde "

     - o zaman size bir kod göndereyim kodu bana söyleyin siparişi iptal edelim" diyorlar.

   Aman herkes dikkat etsin. Çevremizi de bu konuda uyaralım.

  YAŞLILAR İÇİN !

   Sağlıklı Yaşlanmak Mümkün mü?.

   Ülkemizde kim 30 yaşında iken “65 -70 yaşına şimdiden hazırlanayım “ diye düşünür. İnsanlar yaşlanıp tam çocukların düzenini kurmuş iken bir de” torun bakma” dönemi başlar. Kimi aileler 6 aylık süreyle karı kocadan ayrı başka kıtalara, başka ülkelere çocuk bakmaya giderler.  Yeterki çocuklar yabancı bakıcılara avuç dolusu para vermesinler. Bu arada yaşlı dedeler tek başına oturduğu evinde  bekarlık hayatı yaşarlar

belki içlerinden ; “Her şey torun” için, yaşasın torunumuz  diyorlardır.

     Aynen çocuklar gibi “ torunlar da büyüdükçe sorunları büyür, dede nine ile torun arasındaki nesil farkı da iyice açılır, torun,babaanne veya anneannenin, dedelerin yaptığı fedakarlığın hiç farkında değildir. Çünkü o alfabenin son harfiyle adlandırılan markalı çocuklardandır.

    Çocuklar  babaanneye, anneanneye, dedelere  naz yapmaya başlarlar;

    “Babaannesi, anneannesi kızımın/ oğlumun yurtdışında iyi eğitim alması lazım, malum bizim ekonomik durum belli iki maaş zor geçiniyoruz.”

Büyük baba ve anneler atadan kalan araziyi, bahçeyi de” bir tanecik torun için “ satarlar ve yaşlılık hayatı “ çok sağlıklı ve huzurlu” bir şekilde devam eder….

SALİM CENGİZ-  İNSANLAR TERCİHLER VE KEŞKELER

   Hayat insanların seçimlerinin toplamına göre şekillenir. Bazı seçimler tesadüfen bazı seçimler ise insanın kendi  düşüncesine göre oluşur.

   Hayatta bazı seçimlerimiz yanlış ve hatalı olabilir. Bunun sonuçlarını insan yaşayarak görür. Bazı tercih ve kararlardan kişiler pişman olabilir, kendi içinde” keşke böyle” karar vermeseydim “ diyebilir. Bazı tercih ve kararlar çabuk değiştirilebilir, ancak temel bazı kararların sonuçlarının değiştirilmesi kolay olmaz. İnsanlar yaşadıkça tercihlerinin sonuçlarını gördükçe deneyim kazanır ve daha gerçekçi, akıllı tercihler, seçimler yaparlar.