(WhatsAp gruplarından alıntı)

   Aylardan Eylül, mevsimlerden sonbahar” diye başlar şairler yazmaya.. Eylül, uzaklara gidenlerimizle bir ayrılık mevsimidir de..

   Yaprakları da ayırır ağaçlarından hasret rüzgarıyla.. Her Eylül hepimiz için çok anlamlı.. Kimimize göre, hayatın kavşağı.. Kimimize hüzün kadar değişimi, umudu da anımsatıyor. Eylül, aşk, ayrılık mevsimidir de..

   Herkes kendine bir pay biçiyor Eylül'den... Kimisi ömrünü benzetiyor, kimisi yarını, kimisi de yarini... Kimine sevgi ve aşkı getiriyor, kimine yeni ufuklara yelken açtırıyor. Eylül’ün hüznüne tanık olanlar da var, yeni bir başlangıcın umudu kılanlar da...

“Eylül bir ay değil, bir aylık ayrı bir mevsim..”

Bu yıl bu Eylül, yılın en güzel zamanı olsun.

   Hepimiz, “Eylül ne iyi etti de geldi” diyelim. Bu Eylül, yeni bir başlangıç olsun. Yeni umutlara, hayallere, güzel günlere... Eylül’ün tüm güzellikleri üzerimize yağsın..

EL KİRİ

İnsanlar kendilerinin sonradan edindiği sıfatları ve serveti hep kalıcı sanır.

Eski insanlar para ve zenginlik “ el kiri gibidir” derlerdi.

Kibire kapılan insanoğlu herşeyin kendinin ve sonra çocuklarının hakkı olduğunu düşünür ama her şey geçicidir. Boş kubbede kalan “ hoş seda” insanlığımız, yaptığımız iyiliklerdir. Kötüler, zalimler, kötülükler çok çabuk unutulur. Akıllarda kalan iyiler ve iyiliklerdir..

ADAM ADAMDAN KORKMAZ

Atalarımız; “adam adamdan korkmaz, utanır “ derler.

İnsanlar yapılan haksızlıklar, kötülükler karşısında bazen itiraz etmezler, söylenene cevap vermezler. Karşı tarafa verilecek cevapların yapılacak itirazların kendi kişiliklerine uymayacağını, kendi değerini düşüreceğini düşünürler. Bu gibi durumlarda kötü adamlar herkesin kendisinden korktuğunu, kendisine saygı duyduğunu sanır.

   Günümüzde insanlar coronavirüs sonrası toplumsal değişim ve ekonomik krizler sonrası içine kapandı ve sessizleşti. Bu durumda ortalarda gezinen kötü niyetli kişilere gün doğmuş oldu. Bu gibi kişiler toplumda gittikçe çoğalacak kahraman edasıyla karşımıza çıkacaklardır.

&

   Adalet toplumun ve mülkiyetin temelidir. Adalete ulaşmak kolay, ucuz, adaletin gerçekleşmesi hızlı ise ve adil bir uygulama varsa toplumda adalete güven artar.

Yeni adli yılın başlangıcı adalet uygulayıcılarına ve hak aramak için mücadele edenlere hayırlı olsun.

ADALET

İnsanlık ve toplumsal güvence için en vazgeçilmez olgu adalettir. Adalet kişilere ekmek, su gibi temel bir gereksinimdir.

Toplumda adaletten ümidi azalan vatandaş bile;

- Adalet bir gün yerini bulacak ! diye kendisini teselli eder.

Dünyada hiç bir devirde/ çağda tam bir adalet gerçekleşmemiştir.

Toplumsal sistemi egemen güçler kurar, anayasa ve kanunları onlar yazar. Halkın bilinçli olarak yönetime katıldığı tam demokrasiye geçmiş toplumlarda adalet sistemi rayına oturmuştur.

Toplumların içinde bulundukları sosyal ve ekonomik durumlarına göre adalet sistemi kurulur ve kişiler o sistem içinde “ adalete erişebilirler”.

50 yıllık bir hukukçu olarak adalete olan inancımı hiç kaybetmedim adalete güvenimi de devam ettirmek istiyorum. Bu nedenle Antalya Barosu’nun Cumhuriyet Meydanında düzenlemiş olduğu adli yılın açılış törenine sembolik olarak katıldım.

Demokrasimiz güçlendikçe adalet sistemi de bağımsız ve tarafsız çalışma ortamına kavuşacaktır.

Adli yılımız tüm ülkeye hayırlı olsun.

 İNSANIMIZ NEYİ NEREYE ATACAĞINI BİLE BİLMİYOR

   İnsanımız yediği şeylerin ambalajını, suyun, meyve suyunun şişesini, bindiği elektrikli bisikleti çöp konteynerinin yanına, bazen özel mavi boyalı bisiklet yoluna,  pembe renkli bayan donunu yola/ kaldırıma, atıp geçiyor, bunları sayabildiğimiz kadar saysak bitmez.

 Toplum ahlak, temizlik, adabı muaşeret kuralları yönünden nereye gidiyor?

   Nasıl bir eğitim şart ?