Yasama, Yürütme ve Yargı Devleti oluşturan en önemli üç erkten birisidir. Yargının en önemli yapı taşlarından birisi ise olan savunmadır. Avukatlar ise bu savunmanın değişmez temsilcidir. Öyle ki savunmasız bir yargı asla düşünülemez.
Bir ülkede devleti ayakta tutan ve devam ettiren tek güç adalettir. Adalet ise hukuk kurallarıyla sağlanır. Hukuk kuralları ise elinde gücü temsil eden devletin organları eliyle gerçekleşir. Hukuk kuralları toplumsal iç düzeni ve hukuksal yaşam biçimini temin eder. Hukuk kurallarına uyulmaması halinde karşılığı müeyyide yoluyla cezalandırma müessesi devreye girer. Demokrasilerde hukuk devleti esastır. Halk kendi idarecilerini kendisi seçimle iş başına getirir. Demokratik toplumlarda, İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü önemlidir ve gereklidir. Hukukun olmadığı yerlerde demokrasilerden, insan haklarından ve de temel haklardan bahsedilemez. İşte tam bu noktada hakları ihlal olanlar adalet önünde hakkını aramak için hukuk yolunu tercih eder. Bu da tam bağımsız mahkemelerle gerçekleşir. Bağımsız mahkemelerde görev alan yargıçlar eliyle hiçbir gücün müdahalesi olmadan verilen kararlarla hakkı-haksız ayırt edilir. Mağdur edilenlerin hakkı geri verilir. Avukatlarda iddia, savunma ve karar mercii içerisinde savunma tarafında yer alır. Avukatlık mesleğini ancak hukuk fakültesini bitirmiş yasal engeli olmayan stajını bitiren ehil kişiler yapabilir. Avukatlık kamusal bir meslek olup Türkiye de barolara bağlı olarak Meslek İlkelerine ve Avukatlık Kanununa uygun olarak yapılan serbest meslektir.
Hiçbir gücün etkisinde kalmadan belli bir ücret karşılığı yapılan Avukatlık mesleği kutsal bir meslektir. Mesleğinin etik kurallarına uyarak belli bir emek karşılığında görevini yapan avukatlarımız aslında görevini yaparken ciddi zorluklarla karşılaşmaktadır. Avukat kimsenin hasmı değildir. Sadece belli bir emek karşılığı aldığı ücretle ve yasalarla belirtilen sınırlar içerisinde görevini yapmaktadır. Müvekkilini en iyi şekilde savunmak için bu mesleği yapmaktadır. Avukatlık özverili bir meslektir. Daha staj bitip göreve başlarken vergi yükü altında ezilen avukatlarımıza sahip çıkmalıyız. Başlangıçta maddi sıkıntılarla karşılaşmaktadır. Çünkü Hukuk Fakültesini bitirip 1 yıllık bir stajdan sonra ekonomik krizlerde bu mesleği yapmak epey zorlaşmıştır. Müvekkillerin ücret ödeme konusundaki ihmali, suiistimali ile gereksiz ve karşılıksız bilgi alma alışkanlığı bu mesleği zorlaştırmaktadır. Avukatlarımızın sorunları hakkında konuşulacak aslında epey sorun var. Öncelikle Siyasi İktidarın avukatlara siyasi taraf gözü ile bakmasının önüne geçilmesi gerekiyor. Çünkü bu mesleği icra eden ve savunmayı temsil eden avukatlara saygı duyulması gerekir. Avukatlık zorunlu taraf olarak yapılan bir meslektir. Bu görevi yaparken kimseye efendilik yapmadığı gibi kimsenin de kölesi olmadığının herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir. Avukatlık mesleğine gereken önem ve saygı verilmelidir. Savunma hakkı kutsaldır ve dolayısı ile Avukatlık mesleği de kutsal bir meslektir.
Sevgili meslektaşlarım, Adalet sizlerle ayağa kalkacak ve yaşayacaktır. Bu ulvi görevi en iyi şekilde yaparak toplum içinde mesleğe olan saygınlığımızı arttırabiliriz. Bu nedenle benimde bir hukukçu olarak gurur duyduğum yargının değişmez saç ayağından birisi olan savunmanın yegâne temsilcisi Avukatlarımızın 5 Nisan Avukatlar gününü kutluyorum. Adalet bizlerle yeşerecek ve yaşayacaktır. Yargı ancak bizlerle var olacaktır ve yücelecektir...
Avukatlar Günümüz kutlu olsun...