İnsanlar kendi yollarında yürüyeceğine, kendi işlerine bakacağına başkalarının işine çok karışmaya başladılar. Herkes birbirinin ayağını kaydırmaya, onların kuyusunu kazmak için çaba harcıyor.

Aslında herkes kendi işine ve kendisini ilgilendiren konulara baksın.

Sade ve sakin hayat “ huzur ve mutluluk “getirir. Toplum hayatından uzaklaşan insanlar “ serseri mayın “ gibi rotasını kaybedip saldıracak yer arıyorlar.

En küçük kuşlardan serçeler ise doğada sürüler halinde yaşayıp çayırlarda mutluluk şarkıları söylüyorlar.

AÇ AYI OYNAMAZ, AÇ TAZI AVLANMAZ

   Atalarımız; aç ayı oynamaz, aç tazı avlanmaz “derler. Gelecek yıllar ve yüzyıllar için en büyük tehlike “ açlık ve susuzluktur.

  Artan dünya nüfusuna gittikçe azalan doğal alanlar ve üretilen yiyecekler yetmeyecektir. Köylülerimizin çöpü çiftçiliğ bırakmış “ yarı kentli/ yarı köylü” olarak büyük köylere dönüştürülmüş kentlerde yaşamaktadır. Evi, arabası, telefonu , elbisesi Avrupa’lı “ zihniyeti köylü “ insanlar kentleri doldurmuştur, köyde arpa, buğday, nohut, mercimek, patates , soğan ekim dikimi yapan köylüler gittikçe azalmaktadır. Gelecekte kentlere toplanan bu kadar insana “ekmek, peynir, süt ve yumurta, zeytin.. “ yetmeyecektir. Atalarımız ; Allah insanı açlıkla sınamasın “ derler ama açlık şimdilik bahçe kapısının ardında bekliyor.

  BU GÜN RUMİ TAKVİME GÖRE

  15 AĞUSTOS 1439.

  Yayla ve sahil havası bir oldu ! Sıcak havalar değişiyor.

Yani eski  kullandığımız Rumî takvime  göre ; atalarımızın deyişiyle “ Ağustos ‘un 15’inde yayla ve sahilin havasının bir olduğu zamandayız. Birçok insan  atasözündeki 15 Ağustos kelimesini sonradan kullanmaya başladığımız Hz. İsa’nın doğumuna göre başlayan miladî takvime  göre  düşündüğünden/ hesapladığından bu konuda yanılmaktadır. Eski takvim Güneş sistemine göre  hazırlandığından  “ iklim  ve hava durumu” takvimlerde belirtildiği gibi zamanı geldiğinde aynen gerçekleşir. Meraklılar için iki takvimin tarihini de aşağıya indirdim.

Rûmî TAKVİME GEÇİŞ.

Miladi takvim ya da Gregoryen takvimi, Roma İmparatoru Jül Sezar tarafından kabul edilen Jülyen takviminin yerine, Papa XIII. Gregorius tarafından yaptırılan bir takvimdir.[1] İsa'nın doğduğu yılı milat olarak alan bu takvim, Dünya'nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün, 6 saatlik zamanı "1 yıl" olarak kabul eder. Günümüzde dünyada en yaygın olarak kullanılan takvimdir.[2]

Tanzimat Dönemi'ne kadar Osmanlı Devleti'nde “hicri takvim “her sahada resmî takvim olarak kullanılıyordu. Yılbaşı 1 muharremdi. Tanzimat Dönemi'nde miladi 13 Mart 1840 tarihi, 1 Mart 1256 Cuma günü olarak Rumi takvimin yılbaşısı kabul edildi. Bu tarihten sonra çift takvim uygulaması başladı. Aynı anda hem hicri takvim hem de Rûmî takvim, miladi 1870 yılına kadar birlikte uygulandı. Hicri takvim, ay yılına; Rumi takvim ise güneş yılı esaslı hesaplandığı için hicri takvimde senenin son günü, Rumi takvimin çakışan senesinden her yıl on bir gün daha geriye düşüyordu. İkiliğin önlenmesi için o tarihten sonra artık sadece Rumi takvim kullanılmaya başlandı.

            &&&

  RUMİ TAKVİME GÖRE AYLAR

1. Ay  Mart

İkinci Ay

Nîsan نيسان 30 Nisan

Üçüncü Ay Mayıs مايس 31 Mayıs

Dördüncü Ay Hazîran حزيران 30 Haziran

Beşinci Ay Temmuz تموز 31 Temmuz

Altıncı Ay Ağustos أغسطس 31 Ağustos

Yedinci Ay Eylül أيلول 30 Eylül

Sekizinci Ay Teşrin-i Evvel تشرين الاول 31 Ekim

Dokuzuncu Ay Teşrin-i Sânî تشرين الثاني 30 Kasım

Onuncu Ay Kânûn-ı Evvel  كانون الاول 31 Aralık

On Birinci Ay Kanun

                  &&&&&

MİLADİ TAKVİM

Miladi takvim ya da Gregoryen takvimi, Roma İmparatoru Jül Sezar tarafından kabul edilen Jülyen takviminin yerine, Papa XIII. Gregorius tarafından yaptırılan bir takvimdir.[1] İsa'nın doğduğu yılı milat olarak alan bu takvim, Dünya'nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün, 6 saatlik zamanı "1 yıl" olarak kabul eder. Günümüzde dünyada en yaygın olarak kullanılan takvimdir.[2]