Nice hikmetleri ve güzellikleri içinde barındıran Kurban Bayramı’na: MEKKE-İ MÜKERREME/KÂBE-İ MUAZZAMA, HAC’da bir kez daha kavuşmanın huzur ve heyecanını yaşıyoruz. Yüce Rabbimize hamd ü senalar olsun.
Bugün, bir kez daha Kurban Bayramı’na ulaşmanın huzur, mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz. Bizleri Kurban Bayramı’na ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve sena olsun. Bayramların hikmet ve önemini bizlere öğreten Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) efendimize salat ve selam olsun. Kurban Bayramımız mübarek olsun.
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. لاَ شَرِيكَ لَهُ وَبِذَلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُسْلِمِينَ
“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.”
İşte böyle bir bayram sabahında, Berâ b. Âzib (R.A.) den rivayete göre, Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz bayram namazını eda etmek üzere evinden çıktı. Namazın kılınacağı Musallâ’ya varınca ashabına şöyle seslendi:
إن أول ما نبدأ في يومنا هذا أن نصلي ثم نرجع فننحر فمن فعل ذلك فقد أصاب سنتنا ومن نحر قبل الصلاة فإنما هو لحم قدمه لأهله ليس من النسك في شيء
“Bizim bu günümüzde ilk yapacağımız iş namaz kılmak, sonra dönüp kurbanımızı kesmektir. Kim böyle yaparsa bizim sünnetimize uymuş olur. Her kim bundan önce kurbanını kesecek olursa, bu kurban ailesine takdim ettiği etten başka bir şey olmaz. Bunun kurban olması söz konusu değildir.”
Az önce bayram namazımızı eda ettik elhamdülillah. Birazdan besmeleler, tekbirler ve dualarla kurbanlarımızı kesecek, Rabbimizin nimetlerine bir kez daha şükredeceğiz inşallah. Unutmayalım ki, kurbanlarımızın ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacaktır. Rabbimize ulaşacak olan, ancak takvamız ve samimiyetimizdir.
Bugün, kurbanlarımızı Allah’a yakınlaşmaya ve O’nun rızasına ulaşmaya vesile kılma günüdür. Hz. Hâcer’in samimiyetini, Hz. İbrâhîm (A.S.)ın sadakatini, Hz. İsmâil (A.S.)ın teslimiyetini kuşanma günüdür. Bugün, dünyanın dört bir yanından gelerek Kâbe’de buluşan kardeşlerimizin “Lebbeyk Allâhümme lebbeyk! Buyur Allah’ım buyur! Emrine uydum, Sana geldim.” nidalarının arş-ı âlâya yükseldiği gündür. Bugün, iman kardeşliğinin ruhlarımızı bir bahar rüzgârı gibi sardığı, gönlümüzdeki keder ve sıkıntı bulutlarının dağıldığı neşe ve mutluluk günüdür. Bugün, kardeşlerimize kurban eti ikram ederek gönül köprüleri inşa etme günüdür. Bugün, sevinme ve sevindirme; hatırlama ve hatırlanma günüdür. Geçmişlerimizi hayırla yâd etme, anne babamızı, kardeşlerimizi, akraba ve komşularımızı ziyaret edip gönüllerini hoşnut etme günüdür. Yetimlere ve öksüzlere, yaşlılara ve hastalara bayram sevincini ulaştırma günüdür. Bugün, affetme ve kucaklaşma günüdür. Kırılan kalpleri, mahzun gönülleri, bayramın bereketi ve güzellikleriyle mamur etme günüdür. Kardeşliğimize gölge düşüren her türlü çekişmeye, dargınlığa ve küskünlüğe son verip barış ve huzur iklimiyle yenilenme günüdür.
Rabbimizin yakınlığına vesile olan kurbanlarımızı eziyet etmeden keselim. Kesim işlemini ehil kişiler eliyle gerçekleştirelim. Temizliği imanın yarısı gören bir dinin mensupları olarak çevre temizliğine gerekli hassasiyeti gösterelim. Bayramı sadece bir tatil değil, sıla-i rahim için bir fırsat bilelim. Anne babamız başta olmak üzere, sevdiklerimizi ziyaret edelim. Hastaların hayır dualarını, yaşlıların gönüllerini alalım. Ebedi âleme göç eden yakınlarımızın kabirlerini ziyaret edip onlara dualar edelim. Cennet kokulu çocuklarımızı hediyelerle sevindirelim. Farz namazlarımızdan sonra “teşrik tekbirleri” getirmeyi unutmayalım. Kurbanlarımızı kabul etmesini, günahlarımızı bağışlamasını, bayramımızı sevinç ve huzurumuza, birlik ve beraberliğimize vesile kılmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.