Likya uygarlığına ilişkin çok sayıda yayının okurla buluşmasını sağlayan Arkeolog-Yazar Nezih Başgelen, yeni otoyol projesinin tehdidi altındaki bölgenin eşsiz mirasının korunması çağrısında bulundu…

   Antalya’nın Demre ve Kaş ilçelerinde yapılması planlanan yeni otoyol projesiyle ilgili değerlendirme yapan Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Üyesi Arkeolog, yazar ve yayıncı Nezih Başgelen, Türkiye’nin 2000 yılında Avrupa Peyzaj Sözleşmesini imzalayan ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, “Likya'nın merkezi bölgesinden geçecek otoyol projesi nedeniyle bu eşsiz bölgeyi koruma ve geleceğe aktarma sorumluluğumuz hiçbir gerekçe ile göz ardı edilmemelidir. Likya gibi eşsiz bir kültürel ve doğal mirasa sahip olmak, aynı zamanda bunu tam anlamıyla tanıma, bilme, koruma, geleceğe aktarma sorumluluğunu da vermektedir, yok etme hakkını değil” dedi.

   Antalya’nın batı ilçelerindeki mevcut karayoluna alternatif olarak planlanan ve daha iyi sürüş konforu sağlayacağı öne sürülen 2.1 milyar TL’lik yeni otoyol projesi, Finike, Demre ve Kaş ilçeleri sınırlarından geçiyor. Tarım alanlarına büyük zarar vereceği için ilçe halkının itirazları sonucu Finike bölümü projeden şimdilik çıkarıldı. Ancak Demre’nin Beymelek Mahallesi ile Kaş’ın Kalkan Mahallesi arasında yapılması planlanan toplam 74 kilometrelik bölünmüş yol projesinin bazı kesimleri antik kentlerin koruma sınırı içerisinden ve doğal sit alanlarından geçiyor.

ORTA LİKYA’YI ORTADAN İKİYE BÖLECEK YENİ OTOYOL PROJESİ

Demre sınırlarında Myra, Sura ve Hoyran antik kentleriyle, Kaş-Kalkan arasında tescilli arkeolojik alanların arasından geçen otoyol projesi kapsamında, Kaş’taki dünyaca ünlü Kaputaş Plajı’nın üst kesiminde dev bir viyadük yapılması planlanıyor. Bugüne kadar büyük ölçüde korunabilmiş doğal ve kültürel peyzajıyla önemli bir turizm potansiyeli olan Demre ve Kaş ilçeleri, Orta Likya olarak anılan tarihi bölgeye de ev sahipliği yapıyor.

COĞRAFYA YARILACAK, 20 MİLYON METREKÜP HAFRİYAT ÇIKACAK

Yeni otoyol yapımı için 66 binden fazla ağacın kesilecek olması endişe yaratırken projeyle ilgili hazırlanan jeoteknik raporlarına göre hareketli bir topografyaya sahip olan bölgede dinamitli patlatma ve yarma çalışmaları sırasında 19 milyon 680 bin 825 m3 hafriyat malzemesi çıkacağı belirtiliyor. Oluşacak hafriyat malzemesinin 7,2 milyon metreküplük kısmının yol için dolgu malzemesi yapılacağı belirtilirken kalan malzemenin ise yerel belediyelerin göstereceği düzenli atık toplama merkezlerine taşınacağı kaydediliyor. Ancak her iki ilçe sınırlarında bu ölçüde bir hafriyat malzemesinin depolanabileceği mevcut bir depolama alanı söz konusu değil.

ARKEOLOG NEZİH BAŞGELEN: ‘LİKYA’NIN EŞSİZ MİRASI KORUNMALI’

Likya bölgesiyle ilgili pek çok yayın yapan Arkeolog-Yayıncı Nezih Başgelen, otoyol projesiyle ilgili değerlendirmesinde “Antalya’nın Finike-Demre ve Kaş ilçelerinde Likya'nın merkezi bölgesinden geçecek otoyol projesi nedeniyle bu eşsiz bölgeyi koruma ve geleceğe aktarma sorumluluğumuz hiçbir gerekçe ile göz ardı edilmemelidir. Likya gibi eşsiz bir kültürel ve doğal mirasa sahip olmak, aynı zamanda bunu tam anlamıyla tanıma, bilme, koruma, geleceğe aktarma sorumluluğunu da vermektedir, yok etme hakkını değil” görüşünü dile getirdi.

AVRUPA PEYZAJ SÖZLEŞMESİ HATIRLATMASI

Arkeolji ve Sanat Yayınları ile Arkeoloji ve Sanat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni görevini de sürdüren Nezih Başgelen, Türkiye’nin 20 Ekim 2000 tarihinde ‘Avrupa Peyzaj Sözleşmesi'ni imzalayan ülkelerden biri olduğunu hatırlattı. Sözleşmenin 10 Haziran 2003 tarihinde 4881 sayılı Kanun ile TBMM’de onaylanarak 17 Temmuz 2003 tarihinden itibaren de yürürlüğe girdiğini dile getiren Başgelen, “Sözleşme ile her ülke tüm topraklarındaki Peyzajların özel önlemlerle korunması, yönetimi ve planlanmasına ilişkin ulusal peyzaj politikalarını oluşturacağını ve uygulayacağını, Peyzaj politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında ilgili kamu kurumlarının, yerel ve bölgesel otoritelerin ve ilgi gruplarının katılımını sağlayacak prosedürleri oluşturacağını, Peyzajı, bölge ve şehir planlama politikaları ve kültürel, çevresel, tarımsal, toplumsal ve ekonomik politikalarının yanı sıra peyzaj üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olabilecek diğer tüm politikalarla bütünleştireceğini taahhüt etmiştir. Benzersiz kültürel ve doğal peyzaj değerlerine sahip Likya'da otoyolun planlandığı alan mevcut sit kararlarına öte yanda da Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerimize tamamen aykırıdır. Ülke turizmimizin bu eşsiz yöresinin benzersiz peyzaj değerlerinin bir bölümü bu otoyol projesi ilgili koruma kuruluna sunulduğu gibi uygulanırsa bir daha geri gelmemecesine zarar görme durumundadır” dedi.

 MYRA’NIN ANTİK SUYOLU ZARAR GÖRECEK

Otoyol projesinin Demre Çayı'nı Köşkerler Mahallesi'nden devasa bir viyadükle geçtiğine dikkati çeken Başgelen, “Çayın batısındaki Myra antik kentinin kayalara oyulmuş su kanalının olduğu kesimde tünele giriyor. Tünel için burada dinamitli patlatma yapılması planlanmış. Otoyol projesi ilgili koruma kuruluna sunulduğu gibi uygulanırsa bu kesimde kayalara oyulmuş antik suyolu bir daha geri gelmemecesine zarar görecek” ifadelerini kullandı.

BÜTÜNCÜL KORUMAYI ÖNE ALAN SÖZLEŞMEYİ 40 ÜLKE İMZALADI

Doğal ve kültürel peyzajları bütün özelikleriyle ele alan ilk uluslararası sözleşme özelliği taşıyan ve Türkiye dâhil 40 ülkenin taraf olduğu Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, doğal, kırsal, kentsel, yarı kentsel alanları, karayı, kıta içi suları, deniz alanlarını ve sulak alanların yanı sıra özellikleriyle öne çıktıkları düşünülen peyzajlar kadar sıradan ya da bozulmuş peyzajları da kapsıyor. Sözleşme, bu yanıyla bozulmuş doğal alanların restorasyonunu da gündemine alıyor.

PEYZAJ POLİTİKALARINDA YEREL VE BÖLGESEL KATILIM SAĞLANMALI

2004 yılında yürürlüğe giren Sözleşmeye taraf olan ülkeler, topraklarındaki peyzajların özel önlemlerle korunması, yönetimi ve planlanmasına ilişkin ulusal peyzaj politikaları oluşturup uygulamakla yükümlü. Peyzaj politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında ilgili kamu kurumlarının yanı sıra yerel ve bölgesel otoritelerin ve ilgili grupların katılımının sağlanmasını da içeren Sözleşmeye göre taraf ülkeler peyzaj üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkileri bu çerçevede değerlendirmekle yükümlü.

TÜRKİYE ULUSAL PEYZAJININI KORUMAKLA YÜKÜMLÜ

Türkiye’nin Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülükleri ise özetle şöyle sıralanıyor: “Ülke peyzaj karakter tiplerini ve alanlarını belirlemek, peyzaj veri tabanının hazırlanmasıyla ilgili iş ve işlemleri yürütmek, peyzaj envanterinin çıkarılması ve Peyzaj Atlasının (haritasının) hazırlanmasını sağlamakla ilgili iş ve işlemleri yürütmek, Ulusal seviyede peyzajın korunması, planlanması ve yönetilmesi amacıyla; strateji, politika, prensip ve kriterler geliştirmek ve mevzuat hazırlamak, Korunan alanlar dışında bozulmuş peyzajların doğaya yeniden kazandırılması için, restorasyon, rehabilitasyon ve reklamasyon projelerini hazırlamak, hazırlatmak ve hazırlanan projeleri uygulamak ve uygulanmasını izlemek.”