KDV indirimi çiftçiye doğrudan verilmeli…
Gübre ve yemdeki KDV indiriminin yarısı kayboldu. Çiftçimize tamamı yansımadı. KDV indirim tutarı kadar destek, çiftçimize doğrudan verilmeli”
Çiftçimiz desteklerin adaletsiz dağılımdan memnun değil. Çiftçilerimizin yüzde 5’i, desteklerin yüzde 46’sını, yüzde 95’i ise yüzde 54’ünü alıyor. Yine çiftçimizin yüzde 71,2’lik kısmı 2 bin liranın, yüzde 52,8’lik kısmı ise 1000 liranın altında destek alıyor. Desteklerin yüzde 40’ı 10 ile gidiyor. Bakan Çelik’ten, tarımsal destekleme sisteminde değişikliğe gidilmesini talep ettik. Destekleme sisteminde küçük çiftçilere, genç çiftçilere öncelik verilmeli, bunlar daha fazla yararlanmalı. Aksi takdirde destekleme amacına ulaşmaz. Gelir riski destek modeline geçilmelidir. Üretim yapılan bütün alanlar ÇKS’ye dahil edilmeli ve desteklerden yararlanmalıdır.
Gübre ve yemdeki KDV indiriminin tamamının çiftçiye yansımadığını bildirerek, Gübre ve yemdeki KDV indiriminin yarısı kayboldu. Çiftçimize tamamı yansımadı. KDV indirim tutarı kadar destek, çiftçimize doğrudan verilmeli.
Bakan Faruk Çelik’in makamında gerçekleşen ve 2,5 saat süren görüşmede, Bakan Çelik’e tarımın sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili rapor sundum. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin de katıldığı görüşmede, tarımsal destekleme sistemiyle ilgili talepleri de Bakan Çelik’e ilettim. Girdilerde vergi yükünün azaltılması, girdi fiyatlarının üreticiyi zorlamayacak makul düzeylere indirilmesi gerektiğini belirterek, Gübrede KDV oranı yüzde 18’den yüzde 1’e indirildi. Yalnız, burada KDV indiriminin çiftçiye yansıtılmasında sıkıntılar olduğu yönünde Odalarımızdan şikayetler gelmektedir. Örneğin ÜRE’de KDV indiriminden önce tonda 1120 lira olan fiyatın, KDV indiriminden sonra 1030 liraya gerilediği görülüyor. KDV, yüzde 18’den yüzde 1’e indi ama indirim yüzde 8,04’de kaldı. İndirimin yarısı kayboldu. KDV indirimi tam olarak yansıtılmış olsaydı fiyat, 958 lira 64 kuruş olacaktı. Buna göre, firmaların yüzde 7,44’lük bir fiyat artışına gittiği anlaşılıyor. Yemde ise KDV yüzde 8’den yüzde 1’e indirildi. Burada da indirimin tam olarak yansıdığını söyleyemeyiz. KDV indirim tutarı kadar destek, çiftçimize doğrudan verilmeli. Sistem buna göre yeniden düzenlenmelidir.
Çiftçi adaletsiz dağılımından memnun değil
Çiftçinin desteklerin adaletsiz dağılımdan memnun olmadığını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’ten, tarımsal destekleme sisteminde değişikliğe gidilmesini talep ettiklerini belirterek, şu bilgileri vermek istiyorum. 2015 yılında 10,1 milyar liralık destekten nasıl yararlanıldığına baktığımızda, çiftçilerimizin yüzde 5’i desteklerin yüzde 46’sını, yüzde 95’i ise yüzde 54’ünü alıyor. Yine çiftçimizin yüzde 71,2’lik kısmı 2 bin liranın, yüzde 52,8’lik kısmı ise 1000 liranın altında destek alıyor. Üstelik bu desteği almak için çiftçi, yılda 8-10 kez tarım teşkilatına gitmekte, evrak bedeli, yol masrafı olarak yaklaşık 250 lira harcamaktadır. Desteklerin yüzde 40’ı 10 ile gidiyor. Burada adaletsiz bir durum var. Destekleme sisteminde küçük çiftçilere, genç çiftçilere öncelik verilmeli, bunlar daha fazla yararlanmalı. Aksi takdirde destekleme amacına ulaşmaz. Gelir riski destek modeline geçilmelidir.
Çiftçi Kayıt Sistemine (çks) dahil olmayan desteklerden yararlanamıyor
Üretim yapan tüm çiftçilerin Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) dahil olmamasının önemli bir sorun olduğunu vurgulayarak, ÇKS’ye kaydı olmayan çiftçilerimiz, desteklerden yararlanamamakta, düşük faizli kredi kullanamamakta, tarım sigortası yaptıramamaktadır. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne kayıtlı 4 milyonun üzerinde çiftçimiz olmasına rağmen, ÇKS kapsamında kayıtlı çiftçimizin sayısının 2,2 milyonda kalması, 23,9 milyon hektar tarımsal alanın sadece 15,3 milyon hektarının kayıtlı olması sorunun büyüklüğünü göstermektedir. ÇKS kaydı yapılmamış arazilerin toplamı 8,6 milyon hektarı bulmaktadır. Uydu sistemiyle ÇKS’ye kayıtlı olmayan tarım yapılan alanlar belirlenmelidir. Küçük çiftçilere daha fazla destek verilirse ÇKS kaydı artacaktır. Bu çerçevede üretim yapılan bütün alanlar ÇKS’ye dahil edilmeli ve desteklerden yararlanmalıdır. Destekleme sisteminde küçük çiftçilere, genç çiftçilere öncelik verilmeli, bunlar daha fazla yararlanmalı, aksi takdirde destekleme amacına ulaşmaz. Gelir riski destek modeline geçilmelidir.