Cennet mekan ecdadımız bizlere, eşsiz Anadolu topraklarını vatan yaparak emanet etmiştir.
Aziz şehitlerimizin mübarek kanlarıyla suladıkları bu vatan topraklarını, en güzel bir şekilde korumak ve gelecek nesillere emin bir şekilde bırakmak hepimizin öncelikli görevidir. İnancımız odur ki; Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz sonsuza dek yaşayacaktır. Türk Milleti olarak birliğimizi, beraberliğimizi ve bütünlüğümüzü koruyarak, iç ve dış düşmanlara geçit vermeden, daha güçlü olarak varlığımızı devam ettireceğiz. Dün olduğu gibi, bugün de dünyayı kan gölüne çevirmek isteyen emperyalist anlayış, ülkemiz, milletimiz ve İslam alemi üzerinde, her türlü hainliği sergilemektedir. Milletimizin ve ülkemizin üzerinde oynanan oyunları iyi görmek ve o sinsi hain palanları yok etmek önemlidir. Bunun için Hacı Bektaş Veli’nin dediği gibi, ay yıldızlı al bayrağımızın altında “Bir olmamız, iri olmamız ve diri olmamız” gerekir.
29 Ekim 1923 tarihine gelene kadar, çok bedeller ödenmiştir. Bu coğrafyada rahat ve huzurlu yaşayabilmemiz için, bedeller ödemeye de devam edilecektir. Emperyalist anlayış, Türk Milletini Anadolu coğrafyasından çıkarma planından asla vaz geçmemiştir. Bu sebeple, bütün mazlumların umudu olan Türk Devletimizi güçsüz, milletimizi huzursuz ve çevremizi kargaşa ve karmaşaya sokmak için her türlü hainliği yapmaya devam etmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun dağılmaya yüz tuttuğu bir zamanda, var olma mücadelesi veren şanlı ecdadımız, 101 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi bütün dünyaya ilan etmiştir. Millet olarak hür doğduğumuz, hür olarak yaşayacağımız ve gerektiğinde vatanımız için hür bir şekilde öleceğimiz, net ve güçlü bir şekilde bütün dünyaya ilan edilmiştir.
Sevgili Peygamberimiz’in (sas) “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” buyurduğu gibi, cennet vatanımızda ay yıldızlı al bayrağımızın altında, beş vakit ezanlarımızla hür bir şekilde yaşayan bizlerin, birlik ve beraberlik içerisinde olmamız elzemdir. 101 yıl önce “Ya İstiklal, Ya Ölüm” diyerek başlayan şanlı mücadele, bugün ve yarın artarak devam edecektir. Geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımız, atalarının yaptığı şanlı mücadeleyi anladıkça, daha da büyük işleri başaracaklardır. Ne acıdır ki; tarihin karanlık sayfalarına geçen zulüm, vahşet ve soykırıma, maalesef 21. yüzyılda da daha şiddetli olarak şahit oluyoruz. Sözde güçlü emperyalist devletler, kanlı emellerini gerçekleştirmek için, akla hayale gelmeyen caniliklerle, insanlık suçu işlemektedirler.
İsrail’in Gazze başta olmak üzere bütün bölgede ve Çin’in yıllardır Doğu Türkistan’da yaptığı zulüm, vahşet ve soykırım, insanlığın yüz karası olarak tarihte kara bir leke olarak yerini almıştır. Doğu Türkistan’dan Filistin’e kadar bütün mazlumların huzura ve esenliğe kavuşmasını, 29 Ekim 1923 ruhunun onlara da örnek olmasını diliyorum. Bunun içindir ki; dün olduğu gibi, bugün de bütün mazlum milletlerin ümidi ve umudu Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz daha güçlü bir şekilde var olmalıdır. 29 Ekim 1923 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “en büyük eserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmiş oldu. Böylece, sarsılmayacak Milli Mücadele anlayışımız ile yedi düvele karşı, istiklal ve istikbalimizden asla ve asla vaz geçmeyeceğimiz ilan edilmiş oldu. Cumhuriyetin ilanı sadece Milletimizin değil, dünyadaki tüm mazlumların ve zulüm altındaki insanların sevinci, umudu ve örnek aldığı bir zafer olmuştur. 29 Ekim 1923 hür olarak yaşamanın adı, egemenliğin milletin olduğunun ilanı, şehit kanlarıyla sulanmış ay yıldızlı al bayrağımızın, gök semalarda hür bir şekilde nazlı nazlı dalgalanmasıdır. 101 yıl geçse de, çevremizde yaşanan gelişmeler ışığında, dünden daha çok tedbirli olmamız, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirmemiz, çok çalışmamız, üretmemiz ve her alanda daha güçlü olmamız gerekmektedir.
Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizin daha güçlü, milletimizin mutlu, çalışanlarımızın huzurlu olması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyet Bayramımızı ve Türkiye Cumhuriyeti’mizin 101’inci yıl dönümünü kutluyor, milletimize huzur ve Devletimize güç diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti’mizin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını, aziz şehit ve gazilerimizi, istiklal ve istikbal mücadelemizde en ön saflarda görev alan kahraman müftü ve din görevlilerimizi rahmet, şükran ve dualarla anıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. yılı kutlu olsun.