Ülkede yüksek enflasyon,
Hayat pahalılığı varmış,
Halkın alım gücü yokmuş,
Yollar araç dolu,
Turistik tesislerin çoğu dolu,
Hayat bildiği gibi devam ediyor.
Yeni hayat düzeni hepimize kolay gelsin.
DÜNYA YAŞLANIYOR
Dünya yaşlanıyor, nüfus 8 milyarı aştı, doğal kaynaklar; madenler, akarsular, ormanlar her şey azalıyor. Geri kalmış ülkelerde nüfus kontrolsüz şekilde artıyor. İslam ülkelerinde yeni doğan her çocuk için ;
-Allah rızkını verir “ derler. Eskiden erkek çocuklara “ Allahverdi, Tanrıverdi “ gibi isimler verilirdi, her doğan bebeğin Allah tarafından verildiğine inanılırdı. Kurtuluş Savaşı sonrasında çoğu yaşlı, kadın ve çocuklardan oluşan 13 milyon nüfusumuz vardı. Bu gün 85 milyon olan ülke nüfusumuz 100 milyona doğru gidiyor. Doğal kaynaklarımız korunmazsa, doğaya saldırılar ve nüfus artışı ve büyük oranda iç göçler engellenmezse yakında çoğu yerleşim yerlerinde yaşamak çok zor olacaktır. Elektrik ve su aşırı artan nüfusa yetmeyecek, hatta kanalizasyon alt yapısı yetersiz kalacaktır. İlerideki senelerde Kaş gibi hedeflenen, planlanan nüfusun 5 katına çıkan yerleşim yerlerinde “ alt yapı “ bu nüfusu kaldıramayacaktır. Duyarsız ve sorumsuz davranan yöneticilerin kasıt, ihmal ve kusurlarının bedelini tüm halk ödeyecektir.
ALIŞVERİŞTEN SONRA MAL SATAN İLE ALAN
Benim çocukluğumda her alışverişten sonra mal satan ile alan arasında bir “ temenni bölümü “ olurdu.Satıcı alıcıya;
- malın hayrını gör,
Alıcı da satıcıya;
- paranın bereketini gör derlerdi.
Köylerde yazın hasılat elde edildiğinde; harman kaldırıldığında, hatta yufka ekmek yapıldığında, sofrada yemek yenirken bunu gören herkes “ bereketli olsun “ derlerdi. Bereketsiz olan malın, paranın, her türlü kazancın “ uçup gideceğine, yenilen gıdaların çok çabuk biteceğine inanılırdı.
Günümüzde bu dilek ve temennilere çok ihtiyaç var. Ortada çok büyük kazançlar, servetler var ama kimse hayatından memnun değil, para hangi hızla gelirse daha hızlı kayboluyor. Kazancınız ve malınız bereketli olsun.
İÇİMİZDEN BİRİLERİ! GÖZLEM.
Sabah saatlerinde Antalya Konyaaltı Sahilinde yürüyorum, hava çok sıcak olduğundan köşesi biraz gölgede kalan bir banka oturdum. Bir kaç dakika sonra plaj tarafından orta boylu memur emeklisi gibi bir adam geldi, arkasında karısı da yürüyordu. yandaki yarı gölge banka oturdu. Birden yerde bulunan 4-5 adet beyaz sigara izmaritini görünce öfkelendi, arkasından gelen karısına;
- bunları eğitmek lazım, kalk gidelim dedi. Kadın hiç itiraz etmedi ve eşinin arkasından yolun karşısına doğru yürüdüler. Bizim insanımız biraz tuhaf acaba nerede yaşadığını zannediyor,kaç yıllık eğitimle aydınlanan halkın durumundan hiç mi haberleri yok acaba?.
Halbuki, parklardaki, plajlardaki ve mesire yerlerindeki çöp yığınlarını hangi eğitimsizler atıyor. Bunları hangi öğretmenler, eğitimciler ve anneler eğitememiş bilen var mı?
Böyle bir ortamda 5 izmaritin lafı mı olur?
HAYIRLISI OLSUN!
İnsanlar daha iyi bir yaşam için dileklerde bulunurlar, ısrarla senelerce bıkmadan usanmadan çalışıp çabalarlar ve istedikleri yere ulaşırlar. İnsan fiziken, ruhen ve sosyal olarak o yaşama hazır olmadığı için yeni hayatta hiç akla gelmeyen sorunlar ortaya çıkar. Yeni hayatın tadını çıkaracağını sanan insanlar önceki hayatından daha sağlıksız ve mutsuz hale gelirler.
1980 senelerinde dervişler gibi fakirlikte eşit olarak aynı mahallede, küçük çevrelerde, bir lokma bir hırka felsefesiyle dostluk, samimiyet içinde yaşayan insanlarımızın bu gün çok zengin oldukları halde nasıl mutsuz ve ruhsal yönden dengesiz olduklarını bakan gözler görebilir. Onun için atalarımız “senin için hayırlısı olsun” derler. Bazı servetler, makamlar ve sıfatlar insanlara “ hayırlı olmaz” gönül gözüyle “üç nesil” boyu ailelerin geçmişini ve bu gününü gören insanlar bu durumları açık olarak görürler. Görmek ve bilmek istemeyenler ise “ at gözlükleri takarak” yükseleceğim diye uçuruma doğru hızla koşarak giderler. Her şey sizin için hayırlı olsun.