KAŞ’TA KİRALAR NİYE UÇTU?
Bu bir ilk yazı ve “hemen sorunlarla boğma bizi” diyeceksiniz ve haklısınız ama ülkemizde sorunsuz bir saniye bile geçmiyor ne yazık ki. Kaş’ta da öyle. Herkesi ilgilendiren kiraların yüksekliğinden söz edeceğim izin verirseniz. Bazıları bunu Kaş’a gelen Suriyelilere, Ruslara bağlama eğiliminde. Onlar olmasa kiralar bu kadar yüksek olmayacaktı diye bir algıları var. Ancak bakmadıkları yerler var. Örneğin Tokat’ta da, Erzincan’da da Nevşehir’de de kiralar yükseldi. Oralarda ne Suriyeliler var ne de Ruslar. Zaten Suriyelilerin öyle yüksek kira verecek güçleri hiç olmadı. Çok zengin olanları İstanbul’da oturuyor ki çoğu da AB ülkeleri ve ABD’ye gitti. Ruslar ise ülkelerindeki metazori savaştan kaçan insanlar yani keyiflerinden gelmedi ve sayıları da 154.297. Büyük çoğunluğu İstanbul’da yaşıyor. Antalya’nın tümünde 157.575 yabancı yaşıyor. Bu sayının içinde on yıllardır bu ilde yaşayan İngilizler, Almanlar, Hollandalılar ve diğer Avrupalılar da var.
Sorun yabancıların bir anda Kaş’a gelmesi değil, Kaş’ta konut üretiminin ihtiyacı karşılayamaz durumda olması. Pandemi öncesinde bile Kaş Devlet Hastanesi’ndeki bazı doktorlar diğer nedenlerin yanı sıra kiraların yüksekliğini öne sürerek başka hastanelere geçti ya da ayrılıp özel muayenehanelerini kurdu. Bazı devlet memurları da kiraların yüksekliği nedeniyle diğer il ve ilçelere tayinlerini istedi. O zaman Ruslar yoktu. Bunu nasıl açıklayacağız peki?
Kiraların artmasına neden olan konut üretiminin yetersizliğinin nedeni de imar durumunun çok çok yavaş ilerlemesi. Hiçbir plâna bağlı olmadan insanlar zorunlu olarak inşaat yapıyor. Çünkü bu konuda belediyelerin yol göstericiliğinden yoksunlar. Yerel yönetim ancak kaçak diye gelip inşaata ceza kesiyor. Eski bir belediye yetkilisiyle geçen yıl sohbet ediyorduk, “bu cezalar olmasa Türkiye’de belediyeler parasız kalır” dedi. Doç. Dr. Ülkü Arıkboğa’nın bu konuda bir yazısı var. Belediyelerin gelirleri konusunda diyor ki “vergiler, harçlar, harcamalara katılma payları, fiyat (ücret gelirleri), taşınmaz mal gelirleri yerel yönetimlerin en önemli öz gelir kaynaklarıdır. Ceza gelirleri, faiz gelirleri, özel kişi ve kuruluşlar tarafından yapılan yardımlar da yerel yönetimlerin diğer öz gelir kaynakları arasında sayılabilir.” Yani yetkilinin söylediklerinde büyük doğruluk payı varmış.
Kaş çok düzensiz gelişen bir ilçe. Zaten coğrafyası genişlemesine engel çünkü merkezin bulunduğu yer bin küsur metre yükseklikteki tepelerin etekleri. Yani genişlemesini ancak dağlara doğru yapabiliyor. Bu yüzden merkezde konut yapacak yer çok az ama Ağullu gibi yerleri var ki konut yapmaya çok elverişli. Ancak TOKİ benzeri kurumların buralarda konut yapmasına da yerliler pek sıcak bakmıyor çünkü kendi evlerini yüksek fiyattan kiraya veremeyeceklerini düşünüyorlar. Örneğin Gökseki’de (Kaş’ın 5 km. batısında bir mahalle) altmış metrekarelik 2+1 dairenin kirası 10 bin lira. Bu da geçen yılın fiyatı. Bu yıl sanırım mahallenin üst tarafından 12,5 bin liraya kiraya verilen 2+1’ler olmuş. Tabii belirtmek gerekir ki yerliler daha çok apart olarak kiraya vermek için villa veya apartmanlar yapıyor. Yani normal kiralık ev yapan neredeyse yok gibi bir şey. Bu da kiraların yükselmesinin en önemli nedenleri arasında. Söz buraya gelmişken yapılan villaların bazılarının havuzlu olduğunu ve Kaş gibi yazın sürekli su kesintilerinin yaşandığı bir yerde buna izin verilmesinin mantıkla pek bağdaşmadığını eklemek gerek.
Kim bu kadar kirayı ödeyebilecek maaşı alıyor acaba diye düşünüyor insan. 5-10 yıllık devlet memurlarının 15 bin liradan fazla maaş aldıklarını zannetmiyorum. Zaten 20 bin lira bile alsalar, 12,5 bin lirasını kiraya verip su ve elektriği ödedikten sonra yemek için eline ne kalacak ki?
İlk yazıyla sizi üzmek gibi bir niyetim yoktu gerçekten. Ama bu sorundan hepimiz dertliyiz. Çözümü de pek yok gibi görünüyor. Çünkü yalnız Kaş’ın değil kıyılardaki tüm ilçelerin ve illerin durumu aynı. Dileyelim ülkenin ekonomik durumu düzelsin ve hayat pahalılığı son bulsun ki kiralar da hiç olmazsa artık artmasın.