Genel

İLKER BALBAY ANTALYA, SPA SEKTÖRÜNDE ŞAMPİYONLAR LİGİNDE

İŞ’te İnsanların bu haftaki konuğu SPA Sektörünün Antalya’daki öncülerinden ve Antalya’daki ilk SPA işletmecilerinden İlker Balbay oldu.

Merhaba, İŞ’te İnsanlar okuyucuları için İlker Balbay’ı bize tanıtır mısınız?

Elbette. Büyük bir keyifle. Ben Burdur Yeşil ovalıyım. İlk ve orta öğrenimimi Burdur’da yaptım. Üniversite hayatıma Manisa Spor Akademisi’nde başladım. Kısa bir süre sonra okuldan ayrılarak iş hayatına atılmaya karar verdim. O sıralar turizme olan ilgim herkes ve ailem tarafından çok iyi biliniyordu. Daha doğrusu iş hayatına erken atılmam gerekiyordu.

İlker bey, Antalya’da SPA sektörü denince ilk akla gelen insanlardan birisiniz. Peki bu sektörü nasıl ve neden tercih ettiniz?

O zamanlar benim Fahrettin diye bir arkadaşım vardı. Bir otelde masörlük yapıyordu. Onun yanına gittim. Baktım ki ortam çok güzel. Turizm çok güzel. Benimde bundan sonra ki işim bu olacak diye karar verdim. Bu konudaki diplomalarımı da arkadaşım Fahrettin’in yönlendirmeleri ile aldım. Az önce de bahsettiğim gibi Türkiye’nin ilk SPA merkezi olan Ofo Otel’in ilk kurucu masörlerinden birisi oldum. Buranın patronu da Anna Aslan’dı. Romanya’ya 5-6 kez eğitime gittim. 90’lı yıllarda çoğu kişinin hayal edemeyeceği, özellikle hücreleri yenileyen, yaşlanmayı yavaşlatan özel bir ilaç vardı ve biz o zamanlar bunu kullanıyorduk. Bitki banyoları, parafinler, cilt bakımları yapıyorduk. Ofo’da bir süre çalıştıktan sonra Salima Otel benim çıkış noktam oldu.

Geçtiğimiz yıllarda da Antalya’da Wish Boutique Hotel&SPA’yı açtınız. Otelcilikte ilk deneyiminiz mi oluyor ?

Yıllardır turizm sektöründe otellerin içindeyim ama otel işletmeciliği konusunda ilk deneyimim oldu. Biz SPA’cıyız ama otelciliği de sevmedim desem yalan olur. Antalya’daki bu tür butik otellere farklı bir bakış açısı getirdik. Alt katımızda 400 metrekare bir SPA merkezi oluşturduk. Hotelimiz SPA ile birlikte anılıyor. Bizim de istediğimiz zaten buydu. Güncel yaşam için bizim Day SPA dediğimiz olayı yaptık. Günlük yaşamımızda stres yönetimini en kolay uygulayacağımız ortamlar spor ve SPA’lardır.

İlker bey, 2023 yılında şehir içi otelciliğinde neler yaşandı? Ayrıca sağlık turizmi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir ?

2023 yılında neler yaşamadık ki. Hepimizi son derece üzen bir deprem yaşadık. Binlerce kayıp verdik. Ardından seçim telaşı başladı. Bunlar turizm için çok ağır geldi. Elbette bir de Ukrayna –Rusya savaşı ne yazık ki müşteri portföyünü bambaşka boyutlara taşıdı. Şehir içi otelleri ve Days SPA’lar bunlardan çok fazla etkilendi. Mevcut durumlar devam ederse eğer önümüzdeki zamanlarda da çok fazla zorlanacağımızı düşünüyorum. Turizm ile ilgili ATSO 47. Grup olarak, bu yaşananları konuya hakim arkadaşlarımız ile birlikte raporluyoruz.

Ayrıca en büyük sıkıntılarımızın başında yetişmiş insan gücü geliyor. Biz burada elemandan bahsetmiyoruz. Yetişmiş insan gücünden bahsediyoruz. Ülkemize gelen yabancı turiste en iyi hizmeti, en kalifiye kişilerle verip, onların tatil için ayırdıkları parayı son kuruşuna kadar harcatabilmeliyiz. Bununla birlikte sağlık turizmini genele yaymalıyız. Sağlık turizmini oteller içinde de uygulamalı ve tur operatörlerini de bu işe dahil etmeliyiz.Bugün gelen sayıyı sadece bir botoks ile çarpın. Bunun yanında dolgu ile çarpın. Kısaca 16 milyon turisti bu işlemlerin karşılığı ile çarpınca turizmin geleceği boyutun ve rakamın büyüklüğü ortaya çıkıyor.

Bir turizmci olarak 2024 yılından beklentileriniz nedir?

Mevcut Konjonktürde şu an ki mevcut durumdan çok fazla değişiklik olmaz ama son İsrail deki savaş ne yazık ki anladığım kadarıyla masada çözülmezse bunun devamı gelecek ve çok etkileneceğiz. Terörün dini, dili, ırkı yoktur. Orada yaşananlar sadece İsrail ve Filistin ile sınırlı kalacağını düşünmüyor ve bunun bir an önce çözülmesini diliyorum. Aksi taktirde çok ama çok zorlanacağız.

İsrail-Filistin savaşı Türk turizmine ne şekilde yansır?

Şöyle düşünün, Mısır’da 2 tane Rus ve İsrailli turist öldürüldü. Aynı olay Türkiye’de olabilir. Burada milliyetçi akımların çarpıştığını görüyoruz. Bu işin içinde değişik fraksiyonlarında olduğunu biliyoruz. Anladığım kadarıyla da cepheyi bölmeye çalışıyorlar. Bu bizim için hiç mi hiç iyi değil.
Turizmin, dini, dili, ırkı olmaz. Biz gelen turistleri en iyi şekilde ağırlamaya devam etmeliyiz ancak, şu da bir gerçek, turizmden aldığımız pasta her geçen yıl daha da küçülüyor.Çok iyi organize olmalıyız. Turizm Bakanımızın çok iyi çalışılmaları var. Özellikle turizmden gelmiş olması ve yerel yönetimlere hakim olması çok kıymetli. Ayrıca Antalya Havalimanı’nın büyümesi çok önemliydi.

Peki İlker bey, ekonomide yaşanan sorunlar, fiyatların tavan yapması, sizleri nasıl etkiledi?

Turizme genel baktığımızda pariteden veya dövizin artışından her yıl Yüzde 30 bütçemize koyuyorduk ancak son 2 yıldan beri ve kur korumadan dolayı bunu koyamadık. Bunun yanında pandemi biz çok fazla etkiledi. Pandemiden sonra bütçeler çok değişti. Enerji, yiyecek/içecek giderlerimiz ile birlikte personel giderleri de çok arttı.
Bunları da fiyatlarımıza yansıtamadığımız için Türkiye turizmde ucuz bir ülke olarak anılıyor. Geçen seneki satışlarımızdan da bu sene yüzde 20 gerideyiz. Bu da bütçemizde yüzde 20 ila yüzde 25 arasında kayıp var demektir. Kısacası, gelirler azaldı, giderler çoğaldı.

Wish SPA’nın farkı nedir?

Biz burada insanların aradığı ve özlediği üst düzey SPA’yı gerçekleştirdik. Wish SPA olarak fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal olarak tam bir denge programı sunuyoruz. Ayrıca, kişiye özel olarak zengin programlar ile sağlıklı yaşam hizmetleri sunuyoruz. Biz burada modern masajın en etkili programlarının yanı sıra geleneksel Türk hamamı keyfini yaşatıyoruz.Kaliteli bir masaj 6 saatlik uykuya bedeldir. Kasların rahatlaması demek tüm vücudun kendini toplaması demektir.

Antalya’da yaşayan insanların Spa merkezlerine olan ilgisi nasıl?

Antalya’da yaşayan insanların bu tür merkezlere ilgisinin olduğunu söyleyebiliriz ancak, insanlar daha elit ve üst düzey yerler arıyorlar. 5 yıldızlı otel içerisinde değil de daha butik yerlere düşkünler. Şunu da söylemek isterim. Antalya bu işlerde çok ama çok önde. Burada yaşayan insanlarda ne istediklerini çok iyi biliyor ve ilgi gösteriyor.

Masaj denince insanların aklına hemen Uzakdoğu geliyor. Neden?

Biz Uzakdoğu masajlarını Türkiye’ye 2002 yılında getirdik. Onlar bu işe oldukça ciddi gözle bakıyorlar. Okullar açmışlar. Bu okullarda birçok insan yetişmiş.
Uzakdoğu denince de akla ilk Tayland geliyor. Tayland’ın Budist felsefesinin merkezinde insan var. İnsan olunca da her şey insana yönelik yapılmış ve bu iş bir meslek olarak görülmüş. Tayland’ın hemen üst tarafında Bali var. Burada da vücut bakımları çok fazla ön planda. Sektör olarak da bizden çok ama çok fazla öndeler.
2002 yıllarında Tayland ve Bali’den Masöz getirmeye çok uğraştık ancak, o zamanlar bizim imaj diye bir şeyimiz yoktu onların gözünde. Türkiye’nin yerini bile bilmiyorlardı. Bildikleri sadece İstanbul’du. Futbol denince de akıllarında Galatasaray geliyordu. Şimdilerde ise bambaşka bir Türkiye var. Artık Türkiye’yi çok daha iyi tanıyor ve biliyorlar.

Masajın Türkiye’de okulu yok dediniz. Peki sektörünüzde kaliteli, işi bilen eleman bulmakta zorlanıyor musunuz? Devletten beklentileriniz nelerdir?

Dernek olarak Turizm Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı ile pek çok çalışma yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bu konularda çok iyi koordine olmamız gerektiğinin farkındayız.
Antalya, SPA sektöründe Şampiyonlar Liginde diyebiliriz. Bunun için de; en iyi, işinde en üst seviyelere ulaşmış masör veya masözleri Türkiye’ye getiriyoruz ki kaliteyi üst düzeyde tutabilelim. Kendi masör ve masözlerimizi yetiştirebilmeliyiz.

Sağlık turizminde ülke olarak neredeyiz?

Sağlık turizminin son yıllarda çok başarılı yerlere geldiğini söylemek isterim. Burada SPA’lara da ayrı bir yer açmak lazım.
Sağlık turizmi denince akla sadece, saç ekimleri, organ nakilleri, diş tedavileri gelmesin. Bunlarla birlikte SPA’ların da yeri ayrı. Örneğin, diş tedavisi veya saç ekimi için ülkemize gelenler, kaldıkları süre içerisinde çok fazla dışarılara çıkamadıkları için, kaldıkları otellerin SPA’larında vakit geçiriyorlar.
Türkiye yabancı hastaların en çok tercih ettiği ülkeler arasında yer alıyor. Bu yılın sonuna kadar sağlık turizminde 1 milyon 500 bini aşkın turistten 10 milyar dolar gelir bekleniyor. Bu da hiç küçümsenecek bir rakam değil.

İlker bey son olarak bize biraz projelerinizden bahseder misiniz?

Biz konsept oteller zincirine devam etme kararı almıştık ancak, yaşanan pandemi ve ekonomik krizler, savaşlar yüzünden bütün yatırımlarımızı ileriye ertelemek zorunda kaldık. Kaliteden ödün vermeden en az 3-4 tane daha SPA oteli açmak istiyorduk ama olmadı. İnşallah sular durulunca yatırımlara devam edeceğiz.
Ayrıca sizi bu röportajlarınızdan dolayı tebrik etmek istiyorum. Medya’nın her sektöre olduğu gibi bizim sektörümüze de faydası çok ama çok fazla. Siz bizlerin yaşamasını, yol almasını sağlıyorsunuz. Reklamın ve medyanın önemi yadsınamaz.