(1976 yılında Kaş’ın Sesi Gazetesi’ne yazdığım bir şiirimi yapay zeka şarkı sözüne dönüştürdü)
Sıra sıra dağların ardında,
Torosların kalbinde bir diyar var,
Kıvrım kıvrım yolları,
Her mevsim baharı,
Sıcak kanlı insanlar diyarı,
Gel bizim Kaş iline,
Akdeniz’in kollarına,
Geceler mehtapla dolu,
Sabahlar güneşle doğar.
Meis karşıda bir kale gibi,
Yaşamak istersen burada.
Torosların koynunda bir gece,
Doğa sanki bir bilmece,
Ilık meltemler dans eder,
Dalga dalga denize vurur,
Sanki bir rüya her tatil,
Gel bizim Kaş iline,
Akdeniz’in kollarına,
Geceler mehtapla dolu,
Sabahlar güneşle doğar.
Meis karşıda bir kale gibi,
Yaşamak istersen burada.
HAYIR
Yapılan işin insanlığa ve kainata bir faydası yoksa, eskilerin deyimiyle “ hayrı “ yoksa o işin, varlığın ve kişinin benim için bir değeri yoktur.
Eski insanlar başlanılan her yeni iş ve alınan her mal veya söz kesimi, nişan, evlilik için ve doğan her bebek için :
- Hayırlı olsun “ diye temennide bulunurlardı.
Alış verişte satıcı ;
- malımın hayırını gör”,
alıcıda satıcıya ;
-paranın bereketini gör’ derlerdi.
Böylece insanlar birbirleriyle bir helalleşme zinciri kurarlardı.
Günümüzde hiç kimse birbiriyle böyle bir iyiniyet zinciri kurmuyor böyle bir ortam yok. İnsanımız diğer insanlar için iyiniyet beslemiyor ve ona iyi dileklerde bulunmuyor. Bu yüzden insanlar kendilerini onaylanmış, kabul görmüş ve değerli hissetmiyorlar.
Kendini” değersiz gören insanlar” toplumda “ pimi çekilmiş bomba gibi sinir patlaması” yapmaya hazır bir şekilde aramızda dolaşmaktadır.
EYYAMI BAHUR- ÇÖL SICAKLARI KALICI HALE GELDİ.
Eskilerin Arapça bir kelime olan Eyyamı Bahar :“ Buharlı Günler” dedikleri Temmuz ve Ağustos aylarında ortalama 4 hafta süren aşırı sıcak günler artık kalıcı hale geldi.
Yaşlı ve kronik hasta insanlarımızın bundan sonra yaz mevsiminde yaşayacakları yerler konusunda daha duyarlı ve dikkatli olmaları gerekiyor.
EL DE BULUNAN BEY DE BULUNMAZ.
Bazı insanlar herşeyin zengin beylerde bulunduğunu sanır. Halbuki zengin beylerde olmayan bazı şeyler sıradan insanlarda bulunur.
Sıradan insanlar arasında dayanışma; birlik beraberlik, aile huzuru daha fazla olabilir.
Genel kanı olarak zenginlerin daha mutlu yaşadığı sanılır. Zenginlik yanında birçok sorunu da beraberinde getirdiğinden bazen fakir insanların zengin beylerden daha sağlıklı ve mutlu yaşadığını görürüz.
DOST ACI SÖYLER, DOST DOSTUN AYIBINI YÜZÜNE KARŞI SÖYLER.
Dost değer verdiği kişiyi sevdiği için onu uyarmak amacıyla
gerçekleri/ kusurları açıkça onun yüzüne karşı söyler. Bazen bu kişiler “ kusura bakma, dost acı söyler, bana darılma” der.
Günümüzde hiç bir dost dostunun kusurlarını yüzüne karşı söyleyecek cesarete sahip değildir.
Yeni dönem hayat düzeninde insanlar eskiden askerlik için söylenen karışma; bulaşma, görünme “ gibi yeni prensipler edinmişlerdir.
GEYİK MUHABBETLERİ !
Gündemi ve konusu olmayan ya da içkili akşam yemekleri sonunda veya meyhanelerde eski sosyalistler birkaç duble rakıdan sonra;
N’olcek bu memleketin hali ?
Bu memleket nasıl kurtulur yoldaş? diye sohbet açarlardı. Halkın ilgisizliği, cahilliği, anlayışsızlığı gibi konular saatlerce konuşulurdu. Sonunda ancak devrim yoluyla bu ülkenin ve halkın kurtulabileği görüşünde birleşilirdi.
1970 yıllarında sol entellektüel kesimde olduğu gibi ve diğer ülkücü ve islamcı çevrelerde de;
- bu memleket nasıl kurtulur? şeklinde sohbetler yapılırdı. Herkes kendi görüşüne göre ülkeyi ve halkı kurtarmak isterdi. Sağ islamcı bir kesim “ Yeniden Milli Mücadele “ başlatılması fikrini bile ileri sürüyordu.
Günümüzde kimsenin devrim yapmak ve sosyalist düzen veya adil düzen veya milliyetçi/ toplumcu Türkiye düzeni kurmak gibi bir fikri ve amacı kalmadı. 1980 darbesinden sonra yetişen gençler bütün ideallerini kaybetti.
Son senelerde birçok insan kendi ailesini korumak ve ayakta kalmak için kişisel mücadele veriyor.
Artık günümüzde boş geyik muhabbetleri de yapılmıyor, randevu ile buluşulan sosyal ortamda birkaç dakika sonra herkes elindeki akıllı telefonun ekranına bakmak için boynunu eğiyor.
Ben kişisel olarak 1980 yıllarındaki yaptığımız siyasi tartışmaları bile özledim, bu gün kimse boş bir laf etmiyor, ortaya bir sohbet konusu açmıyor.
Yeni hayat düzeni, ekonomik sıkıntılar, coronavirüs sonrasındaki zamanda insan karakterindeki değişimler sonucu her türlü sohbetin yanında artık “geyik muhabbetleri” de tarihe karılmış oldu.@takipçi
HAYAT
Birkaç erkek sahilde kum üzerinde oturuyorlardı 45 yaşlarındaki diğerlerine;
-Hayat bize hiç gülmedi “ dedi. Türkiye’deki insanların yarısı ömründe birkaç defa bu cümleyi kullanmıştır.
"Hayat bize hiç gülmedi" demek, kişinin yaşamında zorluklarla karşılaştığını, şansın ya da olumlu gelişmelerin nadiren kendisiyle birlikte olduğunu hissettiğini ifade eden bir söylemdir. Bu, hayatın adaletsiz, zor veya mutsuz geçtiği hissiyatını yansıtır.
Genellikle birikmiş hayal kırıklıkları, başarısızlıklar veya zorlu yaşam koşulları sonrasında kullanılan bir ifadedir.
Bu tür ifadeler, kişinin kendini şanssız ya da talihsiz hissettiği durumları dile getirmek için kullanılır. Bazı insanlar da hayatlarında yaptıkları hatalar ve kötülükleri kapatmak için buna benzer cümleler kullanırlar.
Dileyelim ki hayat hepimize gülsün!
Foto: Düden Parkı- Antalya.