Fenerbahçe, bu sezon çok iyi olmasına rağmen şampiyon olmayı başaramadı.
Avrupa’da iyi bir başarı yakalamasına rağmen, İspanyol Sevilla’ya elendi. Elendiği takım da şampiyon oldu. Ligde şampiyonluğu Galatasaray’a kaptırdı. Sonunda da Türkiye Kupası’nı kazanarak başarı sezonu tek kupa ile kapatmış oldu.
Fenerbahçe’nin en önemli eksiklerinden birisi defansı idi. Gol bir şekilde atıyordu. Çok gol attığı maçları da kazanmayı başardı. Ama az gol veya hiç gol atamadığı maçları ne yazık ki, kaybetti.
Defansın sağlam olmadığı zaman kazandıklarını da kaybediyorsun. Fenerbahçe de bunu yaşadı. Maç başlar başlamaz gol yediği için bunları çıkarmakta zorlanıyordu.
Yaklaşık 8 sezondur yaşanan da bu. Kalesine gelen ilk atak golle sonuçlandığı için başarılar bir türlü gelmiyor. Avrupa maçlarında 3-0’dan 3-3 yakalamayı başardı. Neden gol yemeden atmayı denemiyorsun diyeceğiz. Ama denemeler başarısız olunca kalesine gol ve goller görmeye başladı. Bu da Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna engel oldu.
En azından sezon sonuna kadar bir teknik direktörle yoluna devam etmesi bile büyük başarı. Sezonlar bitmeden teknik direktörlerin işine son vermeleri sonucu kaçan şampiyonlukları unutmamak lazım. Henüz umutlar bitmeden teknik direktör değişiklikleri de şampiyonlukta etkilidir.
En iyi kaleci bizde diyoruz. Ama bir türlü gol yemekten kurtulamıyoruz. Bunun acil olarak çözülmesi gerekiyor. Altay sakatlandıktan sonra İrfan Can Eğribayat ile devam edildi. Biraz olsun düzelme oldu gibi. Ama yine yetersiz ve beceriksizce yenen goller Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu ne yazık ki, yok etti.
Defansı sağlam olmayan takımların daha çok gol atması gerekiyor. Bunu yapamadığı zaman maçı kazanmaları çok zor. Fenerbahçe’de en önemli sorun defans sorunu idi.
Ligin en fazla gol atan takımı olduğu gibi yediği gol sayısını da unutmamak gerekiyor. Yediğinizden fazlasını attığınız taktirde şampiyonluğa gidersiniz. Çünkü rakipleriniz de boş geçmiyor.
Rakibin kaybettiği hafta avantajı yakalar diye bekliyorsunuz. Ne yazık ki, rakip ne yaptıysa aynısını yapıyor ve yeniliyor. Avantajı bir türlü değerlendiremedi.
Yine diğer bir konuya gelecek olursak, derbileri kazanamadı. Bunların da büyük etkisi var. Daha önce derbi kaybetmeyen takım nasıl oldu da böyle kötü bir hale düştü anlamak mümkün değil.
Derbi canavarı olan takım gitti, silik ve korkak bir takım ortaya çıktı. Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’a karşı büyük bir üstünlük kuran takım iki yıldır çok kötü bu da ayrıca bir etken.
En önemlisi ise, düşme hattında olan ve düşen takımlara karşı kaybedilen puanlar şampiyonluğun belirleyicisi oldu. Hadi derbiyi kazanamıyorsunuz bari kaybetmeyin. Kazanamıyorsan kaybetmeyeceksin. En azından beraberlik dahi olsa otomatikman 6 puan daha kazanıyorsunuz. Bu da liderler aranızda puan farkının kapanması ve hatta 2 puan öne geçmeniz ve şampiyon olmanız anlamına geliyor.
Küçük nüanslar şampiyonluğu belirliyor. Ama bunlara dikkat etmek gerekiyor. Bunu yapmış olsanız yine şampiyonsunuz. Düşen takıma sahanızda yenilgi almanız her şeyi bitiriyor. O zaman takıma güven de kalmıyor.
Seyirci desteği de o zaman yok oluyor. Bunun için seviyenizi aşağılara düşürmeyeceksiniz. En azından sahanızda maç kaybetmeyeceksiniz. Bunun çözüm yolu buradan geçiyor.
Ligin sonuna kadar eleştirme yapmayalım takımı rahat bırakalım dedik. Ama olmuyor. Takımda oynayan futbolcuların daha özverili olması şart. Bu özveri olmadığı sürece şampiyonluğun gelmesi zor oluyor. Kendi elinizle rakibe şampiyonluğu teslim ediyorsunuz.
Tabii lige verilen araları da sayarsak daha çok sorun ortaya çıkıyor