Siyaset

DÜZEN’DEN ‘DÜŞÜK MAAŞ’ ÇIKIŞI

   Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Asgari ücret gündemine ilişkin de değerlendirmede bulunan Düzen, "Beş yıl daha aynı tas aynı hamam gitmez." dedi.

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Temmuz ayında gelecek asgari ücret tutarı gündemini değerlendiren Düzen, “Bir 5 yıl daha “aynı tas, aynı hamam” gitmez, gidemez! Ücretleri yukarıda birbirine yakınlaştırmak gerek, aşağılarda değil. İşçi ve memur maaşlarını asgari ücretin ve açlık sınırının biraz üzerinde, asgari ücreti de sürekli olarak açlık sınırında, hatta altında tutmak insanımızın derdine derman olmaz! Her zaman söylediğimiz gibi, 5-10 yıllık bir hedef koyup, asgari ücreti kademe kademe açlık sınırından yoksulluk sınırına çıkarmak gerekir.” dedi.

Saadet Partisi İl Başkanı Düzen’inaçıklamaları şöyle: “Malum seçimler artık geride kaldı, şimdi önümüzde çözüm bekleyen birçok konu başlığı var. Asgari ücret görüşmeleri, seçimlerin ardından peş peşe gelen zamlar, insanımızın canını her geçen gün daha çok yakan kiralar, bir türlü önlenemeyen kurdaki yükseliş. Buna benzer onlarca başlık ve her biri acil çözüm bekleyen problemler. Bu nedenle, artık bir an evvel gerçek gündemlere odaklanılmalı, koskoca bir yangına bir bardak su dökmekten ibaret kalan göstermelik tedbirler yerine, somut ve kalıcı adımlar atılmalıdır.

Bu nedenle, bazı rakamları tekrar hatırlatmak isterim. Şu an net asgari ücret; 8 bin 500 lira. Türk-İş’in yıllardır düzenli olarak açıkladığı ve son olarak Mayıs ayı için paylaştıkları verilerde açlık sınırı 10 bin 360 liraya, yoksulluk sınırı 33 bin 750 liraya, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 13 bin 440 liraya yükselmiş durumda. Peki, TÜİK’in son açıkladığı aylık enflasyon kaçtı? %0,04! Şimdi asgari ücrette yeni rakam neye göre, kime göre belirlenmeli veya belirlenecek? Genelde asgari ücret belirlenirken enflasyon dikkate alınır. Şimdi iş tersine dönmüş gibi; hükümetin açıklamak istediği asgari ücret kaç olacaksa, sanki TÜİK ona göre enflasyon rakamı açıklıyor. 2023’ün başında “tarihi rakam” olarak duyurulan ve 455 Dolara tekabül eden asgari ücret, şimdilerde 360 Dolar seviyelerine kadar indi. Milyonlarca insanımızın cebinden bu 100 Doları kimler aldı, sorumluları kimlerdir? Büyük bir müjde mi, büyük bir başarısızlık mı? Bugünkü kurla, sadece yeniden yıl başındaki 455 Dolar seviyelerini bulabilmek için net asgari ücretin 11 bin lira civarında olması gerekir. 6 ay önceki rakamı, 6 ay sonra yeniden vadetmek büyük bir müjde midir, büyük bir başarısızlık mı?”

TL DOLAR KARŞISINDA DEĞER KAYBETTİ

   Düzen, Seçimlerin hemen ardından sadece 2 haftada Türk Liramız, Dolar karşısında yaklaşık %20 (%17,44) değer kaybettiğini ve 1 kuruş, 5 kuruş, 25 kuruş artık piyasada yok, darphane de basmıyor zaten diyerek; “ Zira artık madeni 50 kuruş ve 1 liraların, kağıt 5 ve 10 liraların alım gücü karşılıkları kalmadı. Seçim öncesi ertelenen 500 liralık banknotların önümüzdeki günlerde basılacağı konuşuluyor. Bu şartlarda değil 500, 1000’lik banknotlar dahi bir ihtiyaç haline gelir. Bir kilo kıyma bugün 400-500 lira oldu, 3-4 yıl öncesine kadar bir küçükbaş kurbana verilen parayla, bugün sadece 2 kilo et alınabiliyor. Ama TÜİK’e göre enflasyon yok denecek kadar az, iktidara göre ise 2000 liralık emekli ikramiyesi hâlâ büyük bir lütuf, asgari ücret 11-12 bin lira olursa da “tarihi bir rekor” ilan edecekler!

Bir 5 yıl daha “aynı tas, aynı hamam” gitmez, gidemez! Ücretleri yukarıda birbirine yakınlaştırmak gerek, aşağılarda değil.İşçi ve memur maaşlarını asgari ücretin ve açlık sınırının biraz üzerinde, asgari ücreti de sürekli olarak açlık sınırında, hatta altında tutmak insanımızın derdine derman olmaz. Her zaman söylediğimiz gibi, 5-10 yıllık bir hedef koyup, asgari ücreti kademe kademe açlık sınırından yoksulluk sınırına çıkarmak gerekir. Ayrıca alım gücünü arttıracak tedbirler alınmadığı takdirde, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da belirlenecek her yeni ücret, 6 ay bile gitmeyecek; 2-3 ay içerisinde eriyecektir. Büyükşehirlerde ortalama bir evin kirası 10-20 bin lira arasında, diğer şehirlerimizde ise 5-10 bin lira arasında değişiyor. Hâl böyleyken, bugün asgari ücrette 10-12 bin liralar, işçi ve memur maaşlarında da 20-25 bin liralar konuşuluyorsa; bir şeyler epey ters gidiyor demektir. Yüz binlerce aile için artık ev almak değil kirayı ödeyebilmek hayal olmuşsa, çocuğunu özel okula göndermek değil kırtasiye ve kantin giderlerini karşılayabilmek zorlaşmışsa; burada durup, etraflıca düşünmek gerekir” diye konuştu.

ADALET, SADECE MAHKEMELERDE ARANACAK BİR KAVRAM DEĞİLDİR

   İl Başkanı Düzen, açıklamasını şu sözlerle noktadı: “Adalet, taşın gediğine konulmasıdır. Konuşulan bu rakamlar ise, hiç ama hiç adil değildir. Nimet ve külfet dengesi bir toplumda huzur, güven ve barış ortamının tesis edilmesinin ilk şartlarındandır. Saadet Partisi olarak, her bir insanımızın emeğinin ve alın terinin karşılığının eksiksiz verilmesine, külfeti çeken milyonların nimetlerden de istifade edebilmesine her zaman vurgu yapıyoruz. Adil devlet, adil paylaşım ve insanca yaşam bizim şiarımızdır. Devlet adil olmalı, paylaşımda adalet tesis edilmeli ki, 85 milyon vatandaşımızın her biri insanca yaşam standartlarına kavuşabilsin. Zira adalet, sadece mahkemelerde aranacak ve konuşulacak bir kavram değildir. İş hayatında, eğitimde, sağlıkta, kalkınmada ve hayatın her alanında adalet mutlaka sağlanmalıdır. Bunun için biz diyoruz ki, önce adalet, herkese adalet ve her daim adalet! Ücretler belirlenirken; bu kez adil paylaşım tesis edilecek mi, yoksa bugüne kadar olduğu gibi yine edilmeyecek mi, bunu yakından takip edecek, insanımızın hakkını her zaman ve her zeminde koruyacağız.”