Limon üreticilerimiz düşük fiyatlar nedeniyle mağduriytler yaşadı.
Limon üreticilerimiz düşük fiyatlar nedeniyle yaşadığı mağduriyetlerden bahsetmek istiyorum. Limon üreticilerimiz önceki yıl ihracatta yaşanan kısıtlama ve don zararından sonra bu yılda gerçekleşen rekolte yüksekliğiyle fiyatın düşmesiyle mağdur oldu.Bu yıl erkenci çeşitte limon üreticisi perişan durumdadır. Geçen yıla göre iklim koşullarının iyi olması bu yıl limonda rekoltenin yüzde 13,4 oranında artmasına sebep oldu. Çukurova bölgesinde temmuzun son haftasından, ağustosun ortasına kadar sıcaklığın çok yüksek olması aynı zamanda nemin düşmesi erkenci limon çeşitlerinin boylarının küçük olmasına, kalitenin ve fiyatın düşmesine neden oldu. Girdi fiyatlarının yükselmesi ile artan üretim maliyetleri çiftçilerimizi zararına limon satar duruma getirdi. Limon üreticilerimiz desteklenmezse bu yıl başlayan ağaç kesimlerinin önümüzdeki yıl özellikle Çukurova bölgesinde daha da artacağı endişesini beraberinde getiriyor. Üretim planlamasının halen yapılamadığı tarım sektöründe, üreticilerimiz kurulum masrafı yüksek olan limon bahçelerini kurmuş, verim almak için ortalama 3 yıl beklemiştir. Her yıl yaşanan fiyat belirsizliği, bazı yıllar arka arkaya gerçekleşen fiyat düşüşleri üreticilerimizi bin bir emekle kurduğu bahçesinden vazgeçirme durumuna düşürmektedir.
Artan enflasyonla birlikte aile geçiminin daha da zor hale geldiği, üretim maliyetlerinin hızla arttığı tarımsal üretimde limon fiyatlarının bu kadar düşmesi karşısında üretici ne kadar dayanabilir, daha ne kadar kazanamadığı bahçesine emek verebilir? Sektörde yaşanan gelişmeler sonucu herhangi bir ihracat kısıtlama kararı alınırken, sonraki yılın planlaması yapılmalıdır. Rekoltenin yüksek beklendiği yıllar fiyat düşüşünü engelleyen kararlar erken alınmalıdır. Gerekirse devlet müdahale alımı ile üretici mağduriyeti önlenmelidir. Üreticiye bu günden fiyat garantisi verilerek gelecek yıllarda bahçe sökümleri engellenmelidir. Çiftçilerimizin önemli sorunlarından biri de işçi bulamamaktır. İşçilik maliyetinin yanında diğer hasat edilen ürünlerle aynı döneme denk gelmesi sebebiyle işçi bulmakta da sorunlar artmıştır. Üreticilerimizin emek vererek yetiştirdiği ürünlerinin fiyatlarının düşük kalması, üreticilerimizi Tarım BAĞ-KUR primlerini ve girdi borçlarını ödeyemez duruma getirdi.
Üretici ürün pazarlamada sıkıntıda
Limon üretiminde hasat başlamasına rağmen alıcı bulunmuyor. Muğla ili TİGEM Dalaman işletmesi limonları 6 liradan satışa çıkardı. Ancak tüccar fiyatın düşmesini bekliyor. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği ise limon fiyatını 2,5 liradan açtı.Birliğimiz verilerine göre, geçen yıl limon üretici fiyatları ortalama 5 lira 10 kuruş iken bu yıl ortalama 3 lira 33 kuruşa gerilemesi, erkenci çeşit mandalina fiyatı geçen yıl 4 lira 20 kuruş iken bu yıl 3 lira 50 kuruşa gerilemesi maliyet artışları yükselen çiftçimizi hayal kırıklığına uğrattı. Çukurova bölgesinde erkenci çeşit mayer cinsi limon 0,5 TL’ye kadar düştü.
Türkiye’de limon üretimi artıyor
2021/2022 piyasa yılında önceki yıla göre yüzde 30 verim artışı yaşandı. TÜİK Bitkisel Üretim 1. tahminine göre limonda 2023 yılında 1 milyon 500 bin ton üretimle bir önceki yıla göre yüzde 13,4 oranında artış bekleniyor. Narenciye üretimimizin yüzde 90’ı Adana, Mersin, Hatay, Antalya’da yapılıyor. Muğla, İzmir, Aydın narenciye üretiminde önemli illerimizdendir. Ülkemizde limon üretiminin yüzde 78,3’ü, greyfurt üretiminin yüzde 91,6'sı, portakal üretiminin yüzde 34'ü, mandalina üretiminin yüzde 47,5'i, turunç üretiminin yüzde 66,6’sınarenciyenin ana üretim merkezi kabul edilen Mersin ve Adana illerinde gerçekleşiyor. Narenciye’de zirai mücadele, biyolojik mücadele ve biyoteknik mücadele maliyeti yüksek”
“Üreticilerimiz narenciye üretimini artırırken, hem kalıntı sorunu ile mücadele ediyor, hem de karantinaya tabii Akdeniz meyve sineğiyle de mücadele ediyor. Bu durumda üreticilerimizin demali yükü artıyor. Üreticilerimiz biyoteknik ve biyolojik mücadele de kullanılan tuzaklar için ciddi paralar harcıyor. Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı, 2030 yılına kadar kimyasal pestisitlerin riskinin ve kullanımının yüzde 50 azaltılması, tarım arazilerinin en az yüzde 25'inde organik tarım yapılması, agroekolojik uygulamaların kullanımın önemli ölçüde artırılması yönünde temel taahhütler içeriyor. Bu kararlardan pestisit kullanımında ve ihracatta çiftçilerimiz ciddi olarak etkilenecektir. Çiftçilerimizi zirai mücadele de mali yükü ağır, zor bir dönem bekliyor.Bu nedenle özellikle yasaklanan etkili maddelere alternatif tüm yöntemler daha fazla desteklenmeli ve bu tür bitki koruma ürünlerine kolay erişilebilir olması sağlanmalıdır. Çiftçilerimizin bu türden üretim maliyetleri desteklenmediği sürece diğer ihracatçı rakip ülkelere karşı dayanması ve narenciyeden para kazanması mümkün değildir.
Yapılması gerekenler
İhracatın hız kazanması için ihracatçıya destek verilmeli, yeni alternatif pazarlar bulunmalı, üretimin iç ve dış pazar talebine göre kontrollü bir şekilde yapılması sağlanmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı limondaki analiz ücretlerini düşürmeli, biyolojik ve biyoteknik mücadele destekleri artırılmalıdır.
Narenciye üreticilerine fındıktaki gibi alan bazlı destekleme verilmeli, ucuz girdi temin edilmeli, Kooperatif ve Üretici Birlikleri işlevsel hale getirilmelidir. Narenciye fiyatlarının düştüğü yıllarda Devlet müdahale etmeli, çiftçi kaderine terk edilmemelidir.