Genel

CHP’Lİ ANTALYA MİLLETVEKİLİ'NDEN HÜKÜMETE ELEŞTİRİ YAĞMURU

CHP’Lİ ANTALYA MİLLETVEKİLİ MUSTAFA ERDEM’DEN HÜKÜMETE ELEŞTİRİ YAĞMURU

     Plan Ve Bütçe Komisyonu Üyesi CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmekte olan “Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” üzerine yaptığı konuşmada Akp iktidarını ve tek adam rejimini eleştirdi.

 Vatandaşın çözüm bekleyen onlarca sorunu varken, Bütçe görüşmelerinin ardından aceleyle getirilen Kanun Tekliflerinin vatandaşın dertlerinden uzak olduğunu belirten Erdem, “Getirilen torba yasalar da kanun hazırlama ve yapma teknikleri hem ana mevzuatla uyum açısından problem yaratmakta hem de uygulama aşamasında ciddi sorunların yaşanmasına neden olmaktadır” dedi.

 İKTİDARIN GÜNDEMİNDE HALK YOK

 İktidarın, 2024 yılına ilişkin vaatlerinin nasıl boşa çıktığını tek tek anlatan Mustafa Erdem, “2024'ün son günlerindeyiz. Hatırlayalım, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yıl önce, yeni yıl mesajında 2024 için tozpembe hayaller çizmişti, bununla da yetinmeyip 2024'ü "Emekliler Yılı" ilan etmişti. 2024'ün sonu geldi, ne emeklilerin yüzü güldü ne de diğer kesimlerin. Vatandaş enflasyon altında inim inim inliyor. Emekli, çalışan açlık ücretine mahkûm. İşsizlik ortada, çarşı pazar kaynıyor, ev kiraları uçmuş. Peki, bu teklifte vatandaşın sorunları var mı? 3600 ek gösterge var mı? Atama bekleyen öğretmenlere, kamuda taşeron olarak çalışan işçilere kadro var mı? Asgari ücret ile emeklilerle ilgili düzenleme var mı? Hiçbiri yok, zaten bu iktidarın vatandaşın derdini çözmeye yönelik bir çabası da yok” dedi.

 "Asgari ücret en az 30 bin TL olsun ve bir emekli maaşı da asgari ücret seviyesine çekilsin." çağrını tekrarlayan Erdem; yaptığı konuşma sonrası açıklanan 22 bin 104 lira asgari ücrete dair değerlendirmelerde bulundu.

Erdem; “Bütçe görüşmelerinde durmadan dile getirdik, asgari ücret en az 30 Bin Lira olmalı dedik. Dinlemediler. Çünkü bu iktidar sermayenin, patronun, yandaşın iktidarı. İşçinin, emeklinin, emekçinin sesini duymuyor. Tüik enflasyonu bile % 47 iken  asgari ücrete % 30 zam yapmak bu halkı yolsulluğa mahkum etmektir. Açlık sınırının 20 bin 562 lira olduğu bir ülkede 22 bin 104 lira insanları sefalete mahkum etmektir. Bu kabul edilemez.” dedi.

 AKP,  6,5 YILDIR  ÜLKEYİ ANAYASA'YA AYKIRI BİR ŞEKİLDE YÖNETİYOR

 CHP Antalya Milletvekili Erdem, “Görüşmekte olduğumuz torba kanun teklifinin 14 maddesi daha önce Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesiyle ilgilidir. Anayasa Mahkemesi, bugüne kadar partimizin yaptığı başvuru üzerine hem 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin hem de bu KHK'yle açılan alanlara yönelik olarak Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılan düzenlemelerin birçoğunu iptal etti; şimdi bunlarla ilgili düzenlemeleri tekrar getiriyorsunuz. Peki, önümüze getirilen bu kanun teklifinde bunlara dikkat ediliyor mu? Hayır. Bu iktidar Anayasa'ya uymamakta ısrar ediyor. 30 maddeden oluşan bu torba kanun teklifi bu hâliyle de Anayasa'ya aykırılık taşımaktadır. Komisyonda uyardık, biraz önce Grup Başkan Vekilimiz de uyardı; teklifin 10'uncu, 12'nci, 15'inci ve 27'nci maddelerinin Anayasa'ya aykırı olduğunu dile getirdik. Teklif, bu hâliyle geçerse bazı maddeleri yine muhtemelen Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilecek dedik, tabii ki yine bizi dinlemediler.” sözleriyle, AKP tarafından sunulan bu teklifte ve benzer örneklerinde, Anayasaya uyum maddelerinin yine Anayasa’ya aykırılık barındırmasını eleştirdi.

  “AKP iktidarı, altı buçuk yıldır ülkeyi Anayasa'ya aykırı bir şekilde "ben yaptım, oldu" anlayışıyla yönetiyor. Saray Anayasa'ya aykırı kararname çıkarıyor, istediğini yapıyor, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor; bu sefer bunu aynı içerik ve Anayasa'ya aykırılıkla Meclise getiriyorlar, kanunlaştırıyorlar, Anayasa Mahkemesi yine iptal ediyor.” açıklamasında bulundu.

 AYNI YEREL SEÇİMLERDE OLDUĞU GİBİ, BU VATANDAŞ SİZİ İLK SEÇİMLERDE SİLKELEYECEK VE SIRTINDAN ATACAK

 Erdem; İktidar cephesi yirmi yıllık AKP iktidarında, artık değişmeyen maddesi kalmadığı hâlde, Anayasa'yı "darbe anayasası" söylemiyle itibarsızlaştırarak kararlara uymamayı olağan hâle getirmektedir. Mevcut Anayasa'ya uymayanlar, diğer taraftan "Yeni anayasa yapalım." teklifini getirmektedirler. "Sivil, demokratik anayasa yapalım" diyorlar. “Neden?” diye sorunca da "Çünkü bu Anayasa temel olarak darbe döneminde yapıldı, özgürlüklerin kısıtlandığı, hukukun ayaklar altına alındığı, baskının hâkim olduğu, düşünce özgürlüğünün olmadığı bir konjonktürde yapıldı." diyorlar. İktidar milletvekillerine soruyorum: Bugün -gerçi çok yoklar ama- sizin yarattığınız bu rejim ile darbe dönemindeki siyasal ortam çok mu farklı? Bu saydığınız sorunların hangisi yok? Bu sorunlar Anayasa'dan kaynaklanmıyor değerli milletvekilleri; iktidarın yarattığı rejimden kaynaklanıyor.

 Bu iktidar her türlü hukuksuz tutumunu sürdürüyor; bir gecede kayyumla demokrasi darbesi yapıyor, olağan dönemde olağanüstü hâl yetkilerini kullanıyor, dayanaksız iddialarla belediye başkanlarını tutukluyor, bu da yetmiyor, kanunları zorlayarak yerel seçimde uğradığı hezimetin acısını belediyelerden çıkarmaya çalışıyor, kendi yarattıkları bu darboğazda, belediyelerin vatandaşa sunduğu hizmetleri engellemeye çalışıyorlar. Bir düşünün, bu ülkenin Cumhurbaşkanı bakanlara "Belediyeleri silkeleyin." diye talimat veriyor. Bu, hangi demokratik ülkede yapılabilir? İktidar sandıktan çıkan sonuca saygı göstermeli, sandıkta yenemediğini iktidar gücüyle ve hukuksuzca yenmeye çalışmaktan vazgeçmelidir ama merak etmeyin, aynı yerel seçimlerde olduğu gibi, bu vatandaş sizi ilk seçimlerde silkeleyecek ve sırtından atacaktır.” dedi.

  “MALİ MÜŞAVİRLER ÇÖZÜM BEKLİYOR: SORUN ÜSTÜNE SORUN YARATTINIZ!”

 İçinde emeklinin olmadığı, işçinin olmadığı, memurun olmadığı, esnafın, öğrencinin, öğretmenin olmadığı, kısaca halkın olmadığı 2025 bütçesi Cumhur İttifakı’nın oylarıyla bildiğiniz gibi, geçen hafta Meclisten geçti. Bütçenin gelir kısmına baktığımızda neredeyse tamamına yakınının vergi gelirlerinden oluştuğunu görüyoruz. Buradan hareketle, verginin toplanmasında en büyük paya sahip olan mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin sorunlarıyla ilgili maalesef tek bir düzenleme yapılmadı. Mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin onca sorunu çözüm beklerken siz bırakın sorunlarına çare olmayı sorun üstüne sorun yaratmaya devam ediyorsunuz.

 “Enflasyon Muhasebesi Uygulaması Bir Dayatmadır”

  “Devlete vergi sağlamak bir yana; borca batmış, tasfiye hâlinde olan, faaliyeti olmayan şirketlere vergi yükleyen ama vergi ödemesi gereken firmalarda vergi azaltıcı etki yaratan enflasyon muhasebesi uygulaması Gelir İdaresinin hem siyasete hem de meslek mensuplarına âdeta bir dayatmasıdır.

 Defalarca sorduk, yine soruyorum. Etki analizini çıkarın, göreceksiniz ki bu uygulama vergi gelirlerinde ciddi azalmaya neden olmaktadır; bile bile bu ısrar nedendir, anlamak mümkün değil. Kaldı ki enflasyon muhasebesi uygulanacaksa yasalara uygun olarak dönem sonlarında yılda bir defa uygulanmalı ve vergi etkisi olmamalıdır; bu kadar ağır koşullarda bir nevi kamu görevi gören meslek camiasının üzerindeki yük en azından biraz olsun hafifletilmiş olur.”

 “Mali Müşavirlerin Ücret Tarifesini TÜRMOB Belirlesin!”

 “Mali müşavirlerin ve yeminli mali müşavirlerin verdikleri hizmetlerin karşılığı olarak alacakları ücretler günün şartlarına uygun hâle getirilmelidir ve Hazine ve Maliye Bakanlığı, ücret tarifelerinin yayınlanmasını mesleki üst birlik olan TÜRMOB'a bırakmalıdır.” İfadelerini kullanan CHP’li Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, sözlerini şöyle tamamladı:

 “Mali müşavirler ve yeminli mali müşavirler ekonomiye yön veren verginin toplanmasında en büyük paya sahip olan kesimlerdir ve bir nevi kamu görevi yapmaktadırlar. Bu nedenle, hakları olan yeşil pasaport taleplerinin de bir an önce karşılanması gerektiğini bir kez daha sizlerle paylaşmak isterim.”