BU DEVİRDE OKUMAK DA BAŞA BELÂ

   İkisi de aç olan bir Aslan’la bir Tilki birlikte ava çıkmış. Çayırlıkta sakin sakin otlayan bir eşek görmüşler. Tam dişlerine göre! Aslan baş tarafına geçmiş, tilki arka tarafına… Bunun üzerine otlamaya biraz ara veren eşek:

 - Anladım beyler, demiş, beni yiyeceksiniz. Ama beni yerseniz Padişah’la başınız derde girer.

 - Niyeymiş o? diye sormuş Aslan.

 - Ben “Padişah’tan Fermanlı Eşek”im de ondan.

 - Hadi canım, demiş Aslan. Hani ferman’ın nerde?

 - Arka sağ ayağımın altındaki nal’a kazılı vaziyette, demiş eşek.

 Aslan uzaktan Tilki’ye işaret ederek:

 - Okuyuver şu fermanı bakalım, doğru muymuş?

 Tilki uyanık:

 - Vallahi benim okumam yazmam yok! demiş.

 - Aslan öfkeyle, çekil kenara, ben kendim okurum diye çıkışmış…

 Tabii Aslan, eşeğin arka ayağındaki fermanı okumaya çalışırken, eşek öyle bir tekme patlatmış ki Aslan 10 m ileriye fırlamış.

 Bunun üzerine, eşekle yalnız baş edemeyeceğini anlayan Tilki hızla uzaklaşırken kendi kendine söyleniyormuş:

 - Yahu bu devirde okumak da başa belâ..

Necdet Topcuoglu .

Not: İbrahim Torun sayfasından alınmıştır.

ATALARIMIZ; ÇOK LÂF YALANSIZ, ÇOK MAL HARAMSIZ OLMAZ DERLER.

Hayatın özü çok iş az laftır. Çok laf dinleyene yorgunluk getirir ve dinleyen kişinin anlamasını zorlaştırır. Bazı insanlar işin gerçeğini anlatamazlar ve halk diliyle “ lafı dolandırırlar. Bazı insanlar çok laf ederek karşı tarafı ikna ederek bu konuda başarılı işler yaparlar. Bu gibi kişiler için halk arasında “ ağzı çok lâf yapıyor “ derler.

İNSAN KENDİ DÜŞÜNCESİNE GÖRE OLUŞUR

Hayat insanların seçimlerinin toplamına göre şekillenir. Bazı seçimler tesadüfen bazı seçimler ise insanın kendi düşüncesine göre oluşur. Hayatta bazı seçimlerimiz yanlış ve hatalı olabilir. Bunun sonuçlarını insan yaşayarak görür. Bazı tercih ve kararlardan kişiler pişman olabilir, kendi içinde” keşke böyle” karar vermeseydim “ diyebilir. Bazı tercih ve kararlar çabuk değiştirilebilir, ancak temel bazı kararların sonuçlarının değiştirilmesi kolay olmaz. İnsanlar yaşadıkça tercihlerinin sonuçlarını gördükçe deneyim kazanır ve daha gerçekçi, akıllı tercihler, seçimler yaparlar.

HAYATIN ÖZETİ BU !

Kendime göre yanlış, hatalı ve haksız gördüğüm şeyleri değiştirmek için kesintisiz 50 yıldır çaba gösteriyorum. Halbuki her şey “ olması gereken gibi” olduğundan çabalarım, hayal kırıklıklarım, üzüntülerim çektiğim psiko- somatik ağrılar hepsi boşa gitti. Bazı insanlar yaptıkları kötülüklerin karşılığını çekerler, onu yaşarlar. Tek tanrılı dinlere ve karma inancına göre herkes ettiğini yaşamadan bu hayattan ayrılmaz ama hiç bir öğretide ve dinde “ iyilik edenlerin çoğu zaman kötülükle karşılaşacağı “ yazmıyor. O zaman neden ben yaptığım iyiliklerin karşılığında kötülük görüyorum. İşte bu sorunun cevabı 2000 yıllık bir duada açıklanmış. Değişmeyecek şeyleri değiştirmeye çalışmak boşa emek, çaba harcamak ve sonunda üzülmektir.

KARDEŞ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NİN 50. YILI KUTLU OLSUN.

20 Temmuz 1974 tarihinde yapılan Kıbrıs Barış Harekatı’nda şehit düşenleri saygı, minnet ve rahmet anıyorum, halen hayatta ılan gazilerimize sağlıklı ömürler diliyorum. Dünya durdukça Türkiye Cumhuriyeti ve kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.

KİMİSİ KENDİNİ ZENGİN GÖSTERMEK İÇİN YIRTINIYOR, KİMİSİ DE “ DİNDAR “ GÖZÜKMEK İSTİYOR.

Birçok insan görüntüye önem vermez, işin gerçeğini anlamaya çalışır. Bir Çin atasözünde;

- Yeni bir yere gittiğinizde üzerinizdeki giysilere ve görüntünüze göre karşılanır ve kültürünüze göre de uğurlanırsın” denir.

Nasrettin Hoca, bir zenginin konağında verdiği ziyafete günlük kıyafetiyle gitmiş, kapıdaki görevliler hocayı içeri almamışlar. Hoca bir yerden kürklü bir kaftan ödünç almış ve aynı davete gitmiş, kapıdaki görevliler saygıyla karşılamışlar ve paşanın masasına davet etmişler. Hoca masaya oturmuş, kürklü kaftanı çıkarmış çorba kasesinin yanına koymuş;

—Ye kürküm ye, bu itibar bana değil sana “ demiş.

MAL DA YALAN MÜLK DE YALAN

Ortalıkta herkes bir şeyler konuşuyor. O kadar söylenen laf var ki hangisinin doğru olduğunu bilmek için özel uzman olmak gerekiyor. Eski insanlar Dünya’nın geçici olduğunu anlatmak için “ Yalan Dünya” derlerdi. Günümüzde ise Dünya üzerinde konuşulan o kadar yalan var ki gerçekten hayat ve konuşulanların çoğu yalan sayılır.

Yunus Emre; Mal da yalan, mülk de yalan, Var git biraz sen de oyalan demiştir. Hayatın gerçek olmadığını düşünebilsek her şey daha güzel olabilir diye düşünüyorum.

İLERİYİ GÖRMEK İSTİYORSAN AYAĞA KALKMALISIN

Yukarıyı ve ileriyi görmek istiyorsan ayağa kalkmalısın. Günümüz insanı hiç yerinden kıpırdamadan, emek çekmeden her yere ulaşmak para; şöhret, makam veya sıfat kazanmak istemektedir.

İnsanlar kalıcı olarak bir yere ulaşmak ve orada tutunmak istiyorlarsa “ azimle çalışarak, emek çekerek, ter dökerek” çalışmak zorundadırlar. Emeksiz elde edilen her şey çok çabuk elden sabun kalıbı gibi kayar gider. Bu çok sıcak haftalarda herkese kolaylıklar diliyorum.