Genel

BEŞERİ BİLİMLER FAKÜLTESİ’NDE İLK DERS ZİLİ ÇALDI

MANAVGAT'TA TARİHİ GÜN; BEŞERİ BİLİMLER FAKÜLTESİ’NDE İLK DERS ZİLİ ÇALDI

    Akdeniz Üniversitesi (AÜ), Manavgat Yüksek Öğretim Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Vakfı (MAYÖV) ve Manavgat Sanayici ve İş İnsanları Derneği (MASİAD) arasında gerçekleştirilen protokol ile Manavgat'ta tarihi gün ilk ders zili ile başladı. Hayırsever Gülten Çağıran’ın destek ve katkıları ile hayata geçirilen T.C. Akdeniz Üniversitesi Manavgat Gülten & Ayten Çağıran Yerleşkesi içerisinde bulunan AÜ Manavgat Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi yeni binasında ilk kez 2023-2024 Eğitim Döneminde kapılarını öğrencilere açtı. İlk ders münasebetiyle gerçekleşen açılışa Hayırsever Gülten Çağıran, MAYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Doktor Muammer Güneş ve Yönetim Kurulu Üyeleri, MASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mücahit Tatar, Fakülte yöneticileri ve öğrenciler katıldılar. Hayırsever Gülten Çağıran, Yerleşke girişinde katılımcıların coşku dolu alkışlarıyla karşılandı. Fakültenin içerisini gezerek yetkililerden bilgi alan Gülten Çağıran’ın sevinci gözlerinden okunuyordu. Dekan Prof. Dr. Ümit Deniz Uluşar, Dekan Yardımcısı ve Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Arif Aytekin, Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Ayten Kaya Kılıç, Doç. Dr. Mehmet Kayakuş, Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hale Alan ve Fakülte Sekreteri Yasemin Akkuş açılışa katılan konuklarla yakından ilgilendiler. İlk derslerinde; Dekan Yardımcısı ve Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Arif Aytekin Sosyal Hizmet açısından Göç ve Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hale Alan ise Finansal Yönetim konularını işlediler. MAYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muammer Güneş; MASİAD Başkanı Mücahit Tatar, MAYÖV üyeleri Neriman Özen, Mustafa Kemal Kaya, Sedat Öz, Necdet Acar, Denetim Kurulu Üyeleri Atila Yıldız ve Ali Çinkaya, Yüklenici Kahraman Köroğlu, MAYÖV Koordinatörü Hüseyin Cengiz ve misafir olarak gelen Slovakya Pavol Jozef Safarik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Ph. Dr. Lenka Lachytova ve öğretim görevlilerine ‘İlk Derse Katılım Belgesi’ ve birer gül hediye ederek emekleri ve destekleri için teşekkür etti. Dr. Güneş, öğrencilere ve fakülte kütüphanesine de kendi yazdığı ‘Centillazın İnadı’ isimli kitabını imzalı olarak hediye etti. Konuklar daha sonra MAYÖV Üyesi Sedat Öz ve eşi Fahriye Hanımın davetlisi olarak Villa Side Residence Hotel’de öğle yemeğinde bir araya geldiler.

Dr. Güneş; “Gülten Ablamız ve MAYÖV üyeleriyle gurur duyuyoruz.”

Konferans Salonunda gerçekleşen törende konuşan MAYÖV Yönetim Kurulu Başkanı KBB Uzmanı Dr. Muammer Güneş, bugüne gelebilmek için çok ama çok çalıştıklarını, çok çabaladıklarını ve uzun zamandır bugünü heyecanla beklediklerini dile getirdi. Dr. Güneş; “Yerleşkemiz 33 dönümlük bir arazi üzerinde, fakültemizin taban oturumu ise 4 bin 500 metrekaredir. Binamız bazı bölgeleri 3 bazı bölgeleri 4 katlı ve 18 bin 650 metrekare kapalı alanı olan birinci sınıf bir yapı. Eski dönemde belediye hastanesi olarak planlanarak ortaya konulan harap haldeki metruk ve atıl durumda olduğundan dolayı eğitime uygun hale getirilmesi için mimarlar çok çaba gösterdi. Ayrıca bizden ekstra istenen konferans salonunu da biz yaptık. Fakültemiz şu anda Türkiye’deki en büyük deprem güvenliği, iş güvenliği ile her türlü tedbirin alındığı, tüm engellilerin her alana ulaşabildiği ve inşaatı sırasında sağlık birimi projelendirilmiş tek binadır. Hayırsever Gülten Çağıran Ablamız, yönetim kurulumuz, denetim kurulumuz ve tüm Manavgat bu işe gönül verdi. Herkes bize inandı ve güvendi, biz de bu güveni boşa çıkarmadık. Bu mutlu ve tarihi günde fakültemizin açılışını yaptık. Hayırsever ablamızın bizden sadece bir tek isteği vardı; ‘Ben ölmeden bu bahçede ve sınıflarda öğrencileri görmek istiyorum.’ diyordu. Biz de onun bu isteğini bugün burada gerçekleştirdiğimiz için çok mutluyuz. Bugün Manavgat için tarihi bir an. Sevgili Gülten Ablamız, bugün çok mutluyuz, çünkü Sizi burada en büyük dileğiniz olan öğrencilerle buluşturmayı başardık. Size şahsım, yönetim kurulum ve Manavgat adına çok teşekkür ederiz. O kadar güzel ve muhteşem bir iş yaptınız ki, biz de bu güzel işlerden dolayı Sizinle ve kendimizle gurur duyuyoruz. Sizin gibi hayırsever vatandaşların katkıları olmasa bu ülkede pek çok şey yapılamazdı. Biz bu kalıcı ve gelecek nesillere aktarılacak bir esere katkı veren insanlar olarak çok mutluyuz ve bunu Size borçluyuz. Size çok am çok teşekkür ederiz. Annenize, babanıza ve kız kardeşinize rahmet diliyor ve size sağlıklı uzun ömür temenni ediyor ve ellerinizden öpüyorum.” diye konuştu.

Dekan Vekili Uluşar; “Burası bir kampüs alanına dönüşecek”

Dekan Vekili Prof. Dr. Ümit Deniz Uluşar; Hayırsever Gülten Çağıran teşekkür ederek başladı konuşmasını; “Değerli katılımcılarımız ve değerli bağışçımız, bugün sizlerle birlikte olmak gerçekten çok güzel bir gurur. Gülten Çağıran Hanım ve Doktor Muammer Güneş Beyin yaptığı inanılmaz çaba ve irade ile bu bina bugünkü duruma getirildi. 18 bin metrekare alana kurulu yerleşkemize çok sayıda hocamız ve öğrencimizin gelebileceği gerçekten çok büyük bir bina. Ortadaki yolu kapatmak ile ilgili çalışmalarımız sürüyor ve büyük ihtimalle burası bir kampüs alanına dönüşecek. İyi ki varsınız emeklerinize sağlık iyi ki bizlere destek veriyorsunuz.” diyerek tamamladı.

Tatar; “Bugün çok önemli bir adım attık”

Manavgat sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mücahit Tatar ise, AÜ, MAYÖV ve MASİAD arasındaki protokolde arabulucu ve gözlemci sıfatıyla yer aldıklarını ve bundan onur duyduklarını söyleyerek konuşmasına başladı. Tatar; “İlk görüşmeyi yaptığımız günlerde Hayırsever Gülten Ablamız karşı binadan bu tarafa baktığında ‘Oğlum burada öğrenciler mi okuyacak, kız çocukları mı okuyacak?’ diye sorduğunda kendisine evet cevabı verdiğimde de bunun mutlaka yapılması gerektiğini söyledi. Çok değerli hayırsever ablamız Gülten Çağıran Hanıma, MAYÖV Yönetim Kuruluna, bu yapının bugüne gelmesinde büyük emeği olan Kahraman Köroğlu ve Hüseyin Cengiz’e özellikle ellerini taşın altına sokarak; gerek pandemi gerekse Manavgat yangını ve çok acılar yaşadığımız tüm süreçte ara vermeden çalıştıkları için çok teşekkür ederim. Bu süreçte çok sıkıntılar çekildi, yapamazsınız, başaramazsınız diyenler oldu. Biz halisane niyetimizi tüm gücümüzle ortaya koyduk. Tüm ekonomik krizlere rağmen yılmadık, bu arada bizlere destek olan çok sayıda dostlarımız da oldu. Şunu anladık ki Manavgatlı yılmadığı ve inandığı ve çalıştığı müddetçe Allah karşılığını mutlaka verecektir. Omuz omuza vererek birbirimize her aşamada destek olduk. Bugün çok şükür fakültemizin ilk ders etkinliğine katıldık. Karınca bereketini güveniyoruz dedik. Allah hamdolsun bize bugünleri nasip etti. Bugün çok önemli bir adım attık. Bundan sonra artık ok yayadan çıkmıştır ve hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Manavgatlı hemşerilerimizden dileğimiz burası sadece MAYÖV’ün ya da MASİAD’ın meselesi değil aksine tüm Manavgat’ın meselesidir. Hep birlikte bu fakülteye sahip çıkalım. Allah hepsinden razı olsun.”

Hayırsever Gülten Çağıran; “Öğrencilerin sınıflarda olması ile en büyük hayalim gerçekleşti.”

Hayırsever Gülten Çağıran; özellikle öğrencileri burada yerleşkenin bahçesinde ve sınıflarda görmenin en büyük hayali olduğunu söyleyerek; “Ailemden kalma elimde imkanım oldu. Başta Büyük Atatürk’ün Girit’ten gelenlere vermiş olduğu sahildeki arazilerin değerlendirilerek elde edilen gelir karşılığında elime nakit geçti. Kimsem kalmamıştı ve bunu değerlendirmem gerekiyordu. Ben milliyetçi bir insanım ve bu nedenle milletim için ne yapabilirim diye önce kendim düşündüm. Kendim de yaşlı olduğum için yaşlılar için bir eser bırakmak ilk aklıma gelen oldu ancak bunu hayata geçiremedim. Daha sonra babamın vefatıyla bir arkadaşımla konuşarak bir okul yaptırmak istediğimi dile getirdim. Ancak nasıl yapacağımı ve elimdeki nakiti nereye yatıracağımı söyleyince bir başka arkadaşımın arsası olduğunu söyledi. O güne kadar hiçbir resmi yere gitmemiştim ancak ilk defa hayatımda o zaman çıktım Vali Bey’e gittim ve ondan sonra da Allah önüme taş koymadı ve ben ilerledim. Gerisi zaten burada ve görünüyor. Ben elimdeki nakiti asla tek başıma değerlendiremezdi. Özel Akdeniz Hastanesi sahibi olan akrabam Doktor Yusuf Aydın’a konuyu açarak fikrini sordum. Bir baktım ki terkedilmiş bu binayı görünce çok üzüldüm ve hemen değerlendirelim dedim. Burada MAYÖV ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim üyelerinin de yardım ve destekleri ile herkes yardımcı oldu. Benim emeğim yok sadece düşünce katkım oldu ve böylece ilerleyerek bugüne geldik. Buraya adımın verilmesinden çok buradan mezun olacak öğrencilerin burayı en iyi şekilde temsil etmeleri beni daha çok mutlu eder. Naçizane tek dileğim bir Türk olarak buradan mezun olacak öğrencilerimizle gurur duymaktır. Türk toprağını kesinlikle yabancılara satmayın.” diyerek ve ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ sözlerini vurgulayarak duygularını dile getirdi.

İlk ders: “Bu dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu şey; İyi, Güzel İnsanlardır”

Dekan Yardımcısı ve Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Arif Aytekin; “İlk dersimde normalde Sosyal Hizmet açısından Göç olgusu üzerine bir ders yapacaktım, ancak Gülten Çağıran Hanımın, bize verdiği dersi düşününce kendi dersimden vazgeçerek, onun bize verdiği dersi almayı tercih ettim. Değer yüklü, çok anlamlı bu ders üzerine bir kaç söz etmek isterim. Her şeyden önce içinde ilk olarak bulunduğumuz çağ itibariyle, herkes gözünü maddi olana dikmişken, Gülten abla maddiyattan daha önemli değerlerin olduğunu bize yaşayarak, uygulayarak unutulmaz bir ders vermiştir. İkincisi Türk tarihi, özellikle Selçuklu ve Osmanlı tarihi vakıf medeniyeti özelliği ile tebarüz etmiştir. Gülten Hanım Manavgat Yüksek Öğretim Vakfı MAYÖV’e katkı sunarak, böylesi görkemli bir kurumun oluşması hayaliyle Türklüğümüzü, özümüzü, insanlığımızı yeniden hatırlatma dersini bize vermiştir. J. S. Bach ben "müzik yaparken ibadet ettiğimi" hissediyorum der. Ben de, Gülten ablanın «değer yüklü bu davranışıyla» J.S. Bach'ın açıklaması arasında derin bir anlam ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Böylece «en büyük yatırımın insana yapılan yatırım» olduğunu,  en kutsal, önemli kurumun eğitim kurumu olduğunu bize apaçık bir ders olarak sunmuştur. Dini literatürde "sadaka-i cari" diye bir tabir vardır... Bu, öyle bir değer yönelimli davranış ki, siz ölseniz bile o, hayır, hasenat, iyilik olarak devam eder. Gülten Hanım yaptığı bu davranışla bir bakıma, Manavgat ırmağı gibi kesintisiz akacak bir iyilik dersini bize vermektedir. Biz eğitimciler ve öğrenciler olarak bu iyilik ırmağından kana kana içeceğiz, bundan hiç şüpheniz olmasın. Önemli bir Türk düşünürü, benim de içinde olduğum üniversite öğrencileri ile yaptığı bir toplantıda; ‘Bu içinde yaşadığımız sorunlu modern dünyanın büyük sorunlarını çözmek için en çok neye ihtiyaç var?’ sorusunu öğrencilere sordu. Her bir öğrenci kendi ideoloji çerçevesinde cevap verdi. Bazıları sosyalizm, bazıları kapitalizm, bazıları din, bazıları hukuk, bazıları millet olma bilinci vs. diye cevap verdiler. Ancak gerçek cevap şuydu: ‘BU DÜNYANIN EN ÇOK İHTİYAÇ DUYDUĞU ŞEY; İYİ, GÜZEL İNSANLARDIR.’ Gülten Hanım bir iyilik meleği olarak bize iyi ve güzel insan olmanın ne kadar önemli olduğu dersini verdiği için, üniversitemiz ve öğrencilerimiz adına kendisine sonsuz teşekkürler ederiz.” diye konuştu.

Bu sözler karşısında duygu dolu anlar yaşayan Hayırsever Gülten Çağıran, bu sözlerin kesinlikle kendisini tarif ettiğini kaydetti. Çağıran, konuşmasını şöyle sürdürdü; “İnsan belli bir yaşa geldikten sonra daha çok iyiliğin iyilik getirdiğine, kötülüğün de muhakkak kötülük getirdiğini görüyor. Her zaman iyilik düşünün, çünkü iyilik düşünürseniz iyilik geliyor. Her çocuğumuzun mutlaka İstanbul’u görmesini isterim. İstanbul çok güzel bir medeniyet ve bilgi şehri ve burada her şeyi görebilirsiniz.”

Çıkışta Hayırsever Gülten Çağıran ile hatıra fotoğrafı çektirerek bu anı ölümsüzleştiren öğrenciler, veda ederken kendisine teşekkür ederek Mezuniyet törenlerinde de kendisini mutlaka aralarında görmek istediklerini dile getirdiler.