Bereket ve mağfiret mevsimi ramazan ayına kavuşmanın sevinci ve heyecanı içindeyiz. Bu gece ilk teravih ve ilk sahurla ramazan ayını idrak etmiş olacağız. Bizleri yeniden bu mübarek mevsimle buluşturan Cenab-ı Allah’a sonsuz hamd-ü senalar ediyoruz. Rahmet ayı ramazanın ülkemize, milletimize, İslam âlemine ve bütün insanlığa barış ve huzur getirmesi için Cenab-ı Mevla’ya niyazda bulunuyoruz.
Ramazan ayı, Rabbimizin:
شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنْزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ
“Ramazan ayı öyle bir aydır ki, onda Kur’an-ı Kerim, insanlara sırf bir hidayet ve Hakk’a ileten dosdoğru yolun ve hak ile batılı ayırt eden hükümlerin apaçık delilleri olarak in¬dirildi...” Buyurduğu üzere, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delileri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.” İbadet şuurunun doruğa ulaştığı, kalplerin ilahi rahmet ve mağfiret ile neşelendiği bu ay, oluşturduğu maneviyat iklimi ve iyilik zeminiyle Mü’min gönüller için tam anlamıyla bir huzur kaynağıdır. Ancak, on bir ayın sultanını büyük bir özlemle karşıladığımız bu günlerde İslam dünyası olarak, insanlık olarak ne yazık ki mahzun ve kederliyiz. Beş ayı aşkın bir süredir Filistin halkı ve işgal atındaki toprakları zulmün pençesinde katliamlar yaşamakta, soykırıma maruz bırakılmaktadır. Onurları ayaklar altına alınmakta, hürriyetleri gasp edilmekte, en temel insani hakları bile yok sayılmaktadır. Tahrif edilmiş bir inanç, sapkın bir ideoloji ve kirli bir siyasetten beslenen siyonizm, bugün insanlık için en büyük tehdit haline gelmiştir. Bu tehdidi bertaraf edecek yeni bir uluslararası inisiyatife acilen ihtiyaç vardır. Müslümanlara hayatı zindan eden bu zulüm ve trajedilere son verme sorumluluğu ise öncelikle Müslümanların omuzlarındadır. Gazze’nin, Kudüs’ün, Doğu Türkistan’ın ve bütün mazlum coğrafyaların kurtuluşu Müslümanların vahdetine, dayanışmasına ve birlikte hareket etmesine bağlıdır. İdrak edeceğimiz ramazan ayının bu anlamda yeni bir uyanışa ve dirilişe vesile olmasını temenni ediyorum. Zira ramazan ayı, ruh ve gönül dünyamızın ferahlık bulduğu, kardeşliğimizin pekiştiği, dayanışma bilincimizin güçlendiği, iyiliklerin çoğaldığı, umutlarımızın yeniden yeşerdiği kutlu bir mevsimdir. Gönül dünyamızın hiçbir ayırım gözetmeksizin herkese açıldığı ramazan ayı bizlere Kur’anî değerleri yeniden hatırlatır. Sevgi, saygı ve merhamet duygularının daha da güçlendiği bu kutlu ay, iftarıyla paylaşmayı, sahuruyla bereketi, zekât ve fitreyle yardımlaşmayı öğretir. İslami değerlerin yaşatılması hususunda eğitime aldığı Mü’min yüreklere sabrın, şükrün, fedakârlığın, nefsi hesaba çekmenin, arzu ve istekleri sınırlamanın yollarını gösterir. Yoksullara, bakıma muhtaç olanlara, kimsesizlere ve bütün ihtiyaç sahiplerine kol kanat germeyi öğütler. İslam beldelerini kuşatan manevi atmosferiyle ramazan ayı, aynı zamanda yarınlara dair ümidimiz olan çocuklarımıza dinimizin güzelliklerini öğretmek ve bizzat yaşayarak hissetmelerini sağlamak için de güzel fırsatlar sunar.
Yüce dinimiz İslam’ın amacı, insanın hem dünya hem de ahiret mutluluğudur. Bu itibarla Rabbimizin bizlere bahşettiği nimet deryasında hayatımızı sürdürürken, dünyada yaptıklarımızın karşılığını bulacağımız ahiret yurdunu ihmal etmeyelim. Gündelik meşgalelerden bir nebze olsun uzaklaşıp sorumluluklarımızı ve kulluk görevlerimizi tefekkür edelim. Yaşantımızın merkezine Kur’an-ı Kerim’i ve Sünnet-i Seniyye’yi yerleştirelim. Zira dünyanın sıkıntılarıyla yorulan ruhlarımızı, ancak ramazan ayını değerli kılan Kur’an-ı Kerim’in şifa veren hakikatleriyle beslediğimizde teskin edebiliriz. Orucumuzu ve diğer ibadetlerimizi, ancak Rabbimizin rızasına uygun söz, tutum ve davranışlarla bütünleştirdiğimizde ramazan ayının rahmet, bereket, mağfiret ve huzur ikliminden istifade edebiliriz. Orucun bir kalkan ve perde oluşunu, ancak kötü söz ve amellerden, kavga ve çirkinliklerden uzaklaştığımızda hissedebiliriz.
Mübarek ramazanın merhamet ikliminden hakkıyla istifade ederek başta Filistin ve Doğu Türkistan olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşanan acıların, sistematik katliam, işkence ve tacizlerin son bulması için yüce Mevla’ya dua edelim. Dökülen kanın durması, yetim feryatlarının dinmesi, mazlumların gözyaşlarının silinmesi, bütün kardeşlerimizin bir an önce zulümlerden kurtulması için sözlü ez aziz milletimizin ve tüm İslam aleminin Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ediyorum. Ramazanın rahmet, bereket ve huzur ikliminden bütün insanlık olarak nasiplenebilmeyi Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.
Ramazan-ı şerifimiz mübarek olsun.