SAĞANAK ANTALYA'DA ETKİLİ OLDU SAĞANAK ANTALYA'DA ETKİLİ OLDU

    Dr. Yılmaz ArgüdenANSİAD 10. Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu.       

    Akın Akıncı“Türkiye özellikle son bir senedir ekonomik alanda hiç kimsenin de tasvip etmediği bir şekilde rasyonel olmayan yöntemlerle bu duruma geldi. Umarım bundan sonra bu söylenenlere sadık kalınır çünkü Bakanımızın da izah ettiği gibi Türkiye’nin başka hiçbir çıkış yolu yoktur”

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD), 2023 Faaliyet Dönemi 10. Olağan Toplantısı 13 Haziran Salı günü Akra Otel’de gerçekleşti. “Kurumlarına Güven Duyulan Toplum İçin İyi Yönetişim” teması ile düzenlenen toplantının konuğu ARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Rothschild &Co. Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı& Argüden Yönetişim Akademisi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Yılmaz Argüden oldu.

ANSİAD’a yeni katılan üyeler için düzenlenen “Üye Alım Töreni” ile başlayan toplantıda ANSİAD’ın yeniüyeleriİlbaMimarlık’ın sahibi İlkin Berberoğlu ile Saraç Dizayn A.Ş.’nin sahibi Uğur Saraç’a Dr. Yılmaz Argüden ile ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akıncı tarafından rozet takıldı.

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akıncı, 2023 yılı faaliyet döneminin ilk döneminin sona erdiğini söyledi.  2023 Eylül ayının ikinci haftasına kadar üye faaliyetlerine ara verileceğini belirten Akıncı, ANSİAD Yönetim Kurulu olarak bu süreçte bir sonraki dönem için çalışmalara devam edeceklerini ifade etti.

“Türkiye’nin başka hiçbir çıkış yolu yoktur”

    Akıncı, konuşmasına şu şekilde devam etti, “2023’e çok umutlu başladık ancak çok ciddi şeyler yaşadık. Özellikle başta Kahramanmaraş olmak üzere ülkemizi derinden etkileyen büyük bir deprem felaketi yaşadık. Şu an deprem bölgesinde restorasyon aşamasındayız ve hep birlikte elimizden geldiği kadar depremzedelerimize yardımlarda bulunuyoruz ve bulunmaya devam edeceğiz. Depremden sonra yine ülke olarak gergin bir genel seçim dönemi yaşadık. Türkiye oylarını kullanarak bir seçim yaptı ve seçimlerimizi bitirdik. Seçim sonrasında bir maliye ekibi oluştu ve iş dünyası olarak Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in ilk söylediği cümleleri önemsedik. Sayın Şimşek, Türkiye’nin ekonomik alanda rasyonel bir yönetime geçmesi gerektiğini ve bununla birlikte şeffaflıktan ve kurumların bağımsızlığından bahsetti. Bu sözleri Sayın Bakanımızın ağzından duymak bizi mutlu etti; çünkü bizler bunları yıllardır hep söylüyorduk. İş dünyası olarak bizim beklentimiz bunların bir an evvel adım adım hayata geçmesi noktasında olacak çünkü kendisinin de belirttiği gibi Türkiye özellikle son bir senedir ekonomik alanda hiç kimsenin de tasvip etmediği bir şekilde rasyonel olmayan yöntemlerle bu duruma geldi. Umarım bundan sonra bu söylenenlere sadık kalınır çünkü Bakanımızın da izah ettiği gibi Türkiye’nin başka hiçbir çıkış yolu yoktur”.

“Bir insanın da en büyük markası kendi adıdır”

    Toplantının başkanlığını yapan Dilhan Dış Ticaret’in sahibi ve ANSİAD Üyesi Halil Bülbül

“Biliyorsunuz hayatta her şey güvenle başlıyor ve devam ediyor. Bir insanın da en büyük markası kendi adıdır çünkü sizin adınızın geçtiği yerde insanlar güzel şeyler hatırlıyorsa başka bir değişle size güvenen sizin güvendiğiniz insan sayısı eğer çoksa başarı kat sayınız da o kadar yüksekoluyor. Kurumlarda da güven çok daha önemlidir çünkü çok fazla insanın yaşamına dokunuyor. Dolayısıyla bu da yönetişim olgusunun bize ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.”

“Yönetişim” kavramına çok önem verdiğini ve özen gösterdiğinin altını çizen Dr. Yılmaz Argüden, yönetişimin yeteri kadar Türkiye’de ve dünyada anlaşılmadığını söyledi. Konuşmasında yönetişim kavramının öneminden ve nasıl uygulanabilir olduğundan bahseden Argüden konuşmasına şu şekilde devam etti: Argüden, “İyi yönetişim kaliteli bir yaşamın temelini oluşturan çok önemli bir unsurdur.  Peki yaşam kalitesi ne demektir? Yaşam kalitesi veya kalite dediğimiz zaman birçok insanın aklına belli standartlara uyan ürün veya hizmet gelir.Standardı yüksek ise kalitesinin de yüksek olduğu düşünülür. Oysa kalite içinde çok farklı boyutlar içeren standartlarının da ötesinde göreceli bir kavramdır. Bunu bir örnekle açıklamaya çalışalım: 1970’lerin en iyi arabasını alalım ve mükemmel bir vaziyette bugün çalışır halde olsun. Bunun tarihi değeri dışında kimse bu arabanın yüzüne bakmaz çünkü bugünkü arabaların standartları daha yüksek. Peki belli bir standarda kalite diyorsak bunun da aynı olması gerekmez mi? İnsanlar daha iyisini gördükleri zaman eskisi ile tatmin olmuyorlar dolayısıyla kalite göreceli bir kavramdır ve zaman içerisinde mekana, kişiye ve kişinin yaşamındaki değişik dönemlere göre değişebiliyor” dedi.

“Kalite bir standartlar seviyesi değil beklentileri aşmaktır”

    “Yaşam kalitesini ben insanın özlemlerini ve hayallerini yaşayabilmek için daha iyisini arama güdüsü ve beklentileri aşmak olarak tanımlıyorum” şeklinde konuşan Argüden,“Yani kalite bir standartlar seviyesi değil beklentileri aşmaktır. İnsanın da en önemli özelliği hayattan tatmin olmamasıdır. Ne verirseniz verin insanlar daha iyisini arar ve bir şeyin daha iyisini görünce daha da iyisini arar. Hiç kimse hiçbir zaman hiçbir şeyden tatmin olmuyor. İnsanlığın gelişmesinin temelinde de bu daha iyisini arama güdüsü vardır. İnsanın diğer canlılardan en önemli farkı da sürekli daha iyiyi arıyor olmasıdır. İşte bu yaşam kalitesi dediğimiz özlemler ve hayalleri yaşamak için daha iyisini aramayı sağlamanın en temel yollarından bir tanesi de kurumlar kurmak ve bu kurumları da iyi bir yönetişim ile yönetmektir” diye kaydetti.

“Güven eksikliği kurumların temel amacına ulaşmasını engeller" 

    Argüden,”İnsanlar kurumları aslında kaynakları daha etkin kullanmak ve riskleri daha iyi yönetmek için kurarlar. Aile kurumları da ağırlıklı olarak çocuklar için riskleri ve kaynaklarıdaha iyi kullanmak içindir. Anlattıklarım her türlü kurum için geçerlidir. Bu kurumların en önemli unsuru güvendir. Eğer bir kurumda güven varsa o kurum daha az kaynakla daha çok yol alabilir. Güven yoksa aynı işi daha fazla enerjiyi boşa harcayarak yaparsınız. Kurumların da temel amacı kaynakları etkin kullanmak ve riskleri yönetmek olduğuna göre güven eksikliği kurumların temel amacına ulaşmasını engeller. Dolayısıyla kurduğunuz kurumların başarılı olmasını istiyorsanız hangi amaçla kurarsak kuralım bütün paydaşlar ile güveni oluşturmamız lazım.  Güven gerçekten çok zor inşa edilen, kolay kaybedilen ve zaman alan bir kavramdır ama kurumlar arasında insan ilişkilerinin de temelini oluşturan bir unsurdur. Kurumlara duyulan güvenin temelinde de iyi bir yönetişim vardır. İyi yönetişim kurumlara duyulan güveni sağlamanın yoludur” şeklinde konuştu.

“İyi yönetişim iyi yönetim için gerekli bir konudur”

    Yönetişim kavramının Eflatun’dan günümüze gelen eski bir kavram olduğunu söyleyen Argüden, “Yönetişim ve yönetim aslında birbirini tamamlayan, yönetişim yönetimin sürdürülebilir olmasını sağlayan ve kurumları koruyan bir kavramdır. Sadece kurallar değildir bir anlayıştır aslında. Yönetişim dediğimiz kavram doğru yönün belirlenmesini ve bizi bu yöne götüren şoförün yoldan çıkmamasını sağlamaktır. Yönlendirme ve gözetimi içerir. İyi yönetişim iyi yönetim için gerekli bir konudur. İyi yönetimin sürdürülebilirliği ve yönetimin yeşermesi için doğru iklim ve  kültürün oluşturulması gereklidir.  Yani her birimizin davranışı bizim nasıl bir yönetişim ortamında yaşadığımızı etkilemektedir. Yönetişim doğru işin belirlenmesi ve işin doğru yapılmasıdır. Yönetimin hangi kurallar içerisinde yapılacağı ve yönetimde nasıl yapılacağıdır. Yönetim kurullarında yönetişimi iyi yapan kişiler olması gerekiyor” dedi.

Toplantı, Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akıncı’nın toplantının başkanlığını yapan ANSiAD Üyesi Halil Bülbül ile birlikte konuk konuşmacı Dr. Yılmaz Argüden’e günün anısına Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşlarından birisini hediye etmesinin ardından sona erdi.

Editör: ADEM AYDIN