33 Altın Portakal emekçisi, 9 yıldır devam eden emek mücadelesi ve Altın Portakal 60 yaşında…

Bugün size Altın Portakal’ın güzel anılarından, ne güzel işler yaptığımızdan bahsetmeyeceğim.

Bugün size 33 Altın Portakal emekçisinin (ki aralarında ben de bulunuyorum), 9 yıldır devam eden emek mücadelesinden, 9 yıldır devam eden bekleyişinden bahsetmek istiyorum.

Mustafa abi diyor ki, “110 bin liraya ev aldığımız yıl Nazife Hanım’ın tazminatı 150 bin lira tutuyordu”. Naziş’i Altın Portakal’a katılan pek çok sinema sanatçısının yakından tanıdığını düşünüyorum. Ellerinden bir çay-kahve içmişliğiniz, güzel sohbetine eşlik etmişliğiniz, mavi gözlerine iltifat etmişliğiniz vardır. Tatlı dillidir, ince ruhludur bizim Naziş ve 18 yıllık emeğinin üzeri bir kalemle çizilmiştir.

Küçücük bir odada film makinesinin başında geçen yıllar ve Mizan… AKM Aspendos Salonu’nun film makinisti, 35 mm filmlerin dilinden o anlardı. Ulusal yarışmanın heyecanıyla yapımcıların, yönetmenlerin gerginliği hep Mizan’ı bulurdu. Onu da tanırsınız mutlaka. 35 mm filmler gibi 19 yıllık emeği de mazi oldu.

Turgut Usta, Ali Usta, Hüseyin, Şenol, Tanju, Erdinç, Orhan, Eray, İbrahim… Kırmızı halıyı seren, podyumları, trussları kuran, Altın Portakal kızlarını şehrin her yerine taşıyan eller; ışıklar kırmızı halıyı ve sahneyi aydınlattığında gölgeye çekilen kahramanlar. Belki karşılaşmışsınızdır sahne arkasında... En az 15 yıllık emekleri karanlığa gömüldü.

Burcu ve Yüksel’i unutmuş olamazsınız. Ulusal ve uluslararası yarışma denince onların emekleri ödenmez. Altın Portakal’ın parasal ödülleri gecikince Burcu’nun tedirginliği, filmler gümrükte takılınca Yüksel’in üzüntüsü asılı kalmıştır AKM’nin koridorlarında. Belki hissetmişsinizdir.

Meral, Hatice, Nermin, Aysun, Sanem, Hasan, Sermin, Orhan, Kenan, Hacı, Volkan… Tanışmamış olabilirsiniz. 60 yıllık tarihin en az 10 yılı onların üzerinde yükselmiştir.

Altın Portakal Türkiye’nin en eski festivalidir, Altın Portakal rekor parasal ödülleriyle hep dikkat çekmiş, özellikle Menderes Türel dönemindeki bütçesiyle hafızalara kazınmıştır. Geç Gelen Altın Portakallar ile sansür ve darbeyle hesaplaşmış, Sine-Sen Emek Ödülleriyle sinema emekçilerini ödüllendirmiş, emeği yüceltmiştir. Ödül törenlerinde Altın Portakal ödülleri, özgürlük, hak, hukuk, emek mücadelesine adanmıştır.

Ama Altın Portakal ne yazık ki emekçilerinin haklarını ödemeyerek de tarihe geçmiştir.

Ve Altın Portakal hak arayışı için eylemdedir.

CENAZE HİZMETLERİ DAHA MODERN ŞARTLARDA GERÇEKLEŞTİRİLİYOR CENAZE HİZMETLERİ DAHA MODERN ŞARTLARDA GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Muhittin Böcek’e çağrımızdır: 60 yıllık sinema mirasının sadece ışıltısını, görkemini ve kırmızı halısını kabul etmek, 33 emekçiyi görmezden gelmek, sıradan bir basın açıklamasıyla savuşturmak ‘hak, hukuk, adalet’ çağrısı yapan bir partinin belediye başkanına hiç yakışmaz.

Sinemacılarımıza çağrımızdır: Bu yıl ödül töreninde, 60 yıllık heykelcikleri havaya kaldırırken, bizim emeğimiz, Naziş’in mavi gözleri, Yüksel’in telaşı, Burcu’nun endişesi, Mizan’ın parmakları için de birer cümle bekliyoruz sizlerden. Biz hep ışıklar altında tuttuk sizleri, emeğimizle parlattık, siz de bir dakika karanlıktaki emekçilere bakın.

Aranızdan gelen biri olarak, sinema yazarı dostlarımıza çağrımızdır: Emek mücadelemiz yazılarınızda büyüsün.

Emeği savunan tüm sinemacılarımıza çağrımızdır. Emekleri yok sayılan bizlerin bugünlere getirdiği festivalin kırmızı halısında yürürken bizleri hatırlayın.

Bu, festivalini çok seven Antalyalılara çağrımızdır. Bu emek mücadelesi Antalya’nın mücadelesidir, emeğinize sahip çıkın.

#altınportakaleylemde

#60ıncıaltınportakal

#muhittinböcek

#siyad #sinemayazarlarıderneği #sinesen #sinemaemekçilerisendikası #oyuncularsendikası #filmyön #filmyönetmenleriderneği #bsb #belgeselsinemacılarbirliği #antalyahakkında #çağdaşgazetecilerderneği #disk

Editör: ADEM AYDIN