Türkiye Cumhuriyeti’ni ulus-devlet geleneğinden ve laiklik ekseninden çıkarmaya çalışan, onun yerine Ilımlı İslam’a dayanan, küresel sermayenin sınırsız sömürüsüne açan bir anlayışı bölgede hakim kılmak, Ortadoğu’daki devletleri de bu cendereye sokarak, Soğuk Savaş’ın son yıllarından itibaren hayata geçirilmeye çalışılan Yeşil Kuşak Projesi’ne dahil etmek isteyen ABD, bölgedeki en güçlü müttefiki İsrail ile yeni bir dünya, yeni bir bölge düzeni kurmak için kendilerine yakın isimleri siyaset sahnesinde ön plana çıkarıyor, renkli devrimlerle bölgedeki istikrarı bozmaya çalışıyordu. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak adlandırılan bu proje için Türkiye hayati öneme sahipti. Hem Batı dünyasıyla, küresel sermayeyle barışık hem de İslam’ın ılımlı bir yorumunu siyasal çizgi haline getirecek ve Atatürk’ün Cumhuriyeti’nin altını oyacak bir lidere ve siyasi örgütlenmeye ihtiyaç duyuluyordu. Milli Görüş gömleğini çıkaran Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kurulan AKP; ABD’nin güdümünde Pensilvanya’dan yönetilen Gülen Cemaati’nin de desteğiyle “Yeni Türkiye” olarak adlandırılan projeyi inşa etmek üzere iktidara taşınmıştı.
BOP Eşbaşkanı olarak iktidara gelen ve bu sıfatla gururlanan Erdoğan’ın, önüne çıkan ilk sınav 1 Mart tezkeresiydi. Irak’taki Saddam rejimini, hala kanıtları bulunamayan kimyasal silah yalanlarını bahane ederek işgale hazırlanan ABD’nin Türkiye’den, çiçeği burnunda Başbakan Erdoğan’dan beklentisi büyüktü.
İşte böylesi bir konjonktürde Irak'a Türk askeri gönderilmesi ve Türkiye topraklarında 62 bin ABD askeri, 255 uçak ve 65 helikopter bulundurularak gerektiğinde Irak'a sevk edilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi Meclis’e sunuldu.
O dönemki Genel Başkanımız Deniz Baykal ve Grup Başkanvekillerimizin Meclis’teki etkili muhalefeti, iktidar saflarında da karşılık bulmuş, tezkere Meclis’ten geçmemişti. Türk hava sahasını, liman ve topraklarını kullanamayan ABD, Irak işgali sırasında büyük bir başarısızlığa uğramış ve ağır bir ekonomik ve sosyal fatura ödemek zorunda kalmıştı.
Amerikan emperyalizmine ve onun yerli işbirlikçilerine karşı büyük bir direniş örneğinin sergilendiği 1 Mart, tarihin onurlu sayfaları arasında yer alacaktır. Direnişe liderlik eden 6. Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal’ı ve CHP’li milletvekillerimizi saygıyla anıyoruz.